Anti-SARS-CoV-2 Antikor Taramasında Hızlı Kaset Test Sonuçlarının Elektrokemilüminesans İmmünassay Yöntemiyle Doğrulanması
Abstract
Amaç: COVID-19 pandemisi nedeniyle ara verilen yüz yüze eğitimin Ekim 2020'de yeniden başlaması, genç yetişkinlerde SARS-CoV-2 enfeksiyon oranlarının hızlı bir artışta olduğu döneme denk geldiğinden bu çalışmada, sessiz bulaştırıcılar olarak tanımlanabilecek bulaş zincirinin en büyük halkası olan genç yetişkinlerde 2019 korona virüs hastalığı (COVID-19) seropozitifliğini iki farklı serolojik metodla saptayarak epidemiyolojik veri sağlamak, asemptomatik/hafif belirtili/semptomatik vakaların bulgu-test performansı ilişkisini değerlendirmek amaçlanmıştır.
Yöntem: Aralık 2020- Şubat 2021 tarihleri arasında Kapadokya Üniversitesi sağlık programlarında okuyan ve uygulama derslerine yüz yüze katılacak olan öğrencilerle kesitsel bir araştırma yapıldı. Katılımcılara, SARS-CoV-2 maruziyetine bağlı olarak COVID-19 semptomları ve hastalık öyküleri hakkında bir anket uygulandı. SARS-CoV-2 antikor tayini için katılımcılardan kan örnekleri alındı ve tek bir Lateral Flow İmmunoAssay (LFIA (Novatech,Türkiye)) kaset test ile araştırıldı. Test sonucu pozitif bulunan örnekler daha sonra SARS-CoV-2 Anti-N IgM+IgG; SARS-CoV-2 Anti-S IgM+IgG; SARS-CoV-2 Anti-RBD IgG; Anti-SARS-CoV-2 kiti (Roche,Almanya) ile elektrokemilüminesans immünassay (ECLIA) yöntemi kullanılarak yeniden değerlendirildi.
Bulgular: Çalışmaya katılan 239 örnekten LFIA yöntemine göre SARS-CoV2 IgM/IgG sonucu pozitif olan 50 (%20,9) örnek daha sonra ECLIA yöntemi ile tekrar çalışılmıştır. ECLIA sonucuna göre hem nükleokapsid (N), hem de spike (S) antijenine karşı bireylerin %72’si (36/50), RBD antijenine karşı %70’i (35) seropozitif olarak saptanmıştır. ECLIA test sonuçları referans alınarak 239 örneğin çalışılıp 50 örneğin IgM/ IgG pozitif bulunduğu kart test kitinin duyarlılığı %64 ve özgüllüğü %93 olarak saptanmıştır. Her iki yöntemle de seropozitif bulunan hastaların %46’sında (n=23) temas öyküsü bildirilirken, %30’u (n=15) COVID-19 kliniği göstermiştir. Katılımcıların %54’ü (n=27) PCR testi yaptırmadığını bildirmiş fakat tamamında antikor yanıtının oluştuğu görülmüştür. Seropozitif hastaların ise yalnızca %28’inin (n=14) PCR sonucu pozitif rapor edilmiş olup bunların %4’ü kronik bir hastalığı olduğunu belirtmiştir.
Sonuç: Sonuçlarımız, hızlı kaset test ile ECLIA performansının iyi bir uyum derecesine sahip olmadığını ve farklı immunoassay testlerle doğrulamasının yapılmasının epidemiyolojik sürveyans için daha yararlı olacağını düşündürmektedir. Bulgularımız, gençlerde çok az veya hafif semptomlar görülmesine bağlı olarak onlara hastalandıklarını düşündürmediğinden test yaptırmadıklarını göstermiştir. Özellikle yeni COVID-19 varyantları bağlamında ve gençleri hedef alan toplu aşılama kampanyalarına ilginin azlığında, gençlerin serolojik durumlarını izlemeye devam etmek önemli olacaktır.