Sürdürülebilir diyetler: İnsan sağlığı ve gezegen için önemi
Abstract
Amaç: Sağlıksız beslenmenin insan sağlığına olan olumsuz etkilerinin yanı sıra çevreye olan olumsuz etkileri, son yıllarda
yoğun bir şekilde tartışılmakta ve dikkat çekmektedir. Gıdaların tarladan sofraya gelene kadar geçirdiği üretim ve işleme
aşamasının birçoğunda doğal kaynaklar yoğun olarak kullanılmakta ve çevreye zarar verilmektedir. Örneğin; gıda üretim
sürecinin sera gazı emisyonlarının %21-37'sine sebep olduğu ve küresel olarak tatlı su kaynaklarının %70'ini kullandığı
bilinmektedir (1). Bu doğrultuda; hem sağlıksız beslenmeden kaynaklanan olumsuz sonuçları hem de olumsuz çevresel etkileri
en aza indirebilmek amacıyla “sürdürülebilir diyet” kavramı ortaya çıkmıştır. Bu bildiride, sürdürülebilir diyetlerin insan
sağlığı ve gezegen üzerine etkileri özetlenmiştir.
Ana Metin: Sürdürülebilir beslenme; günümüz ve gelecek nesiller için çevresel maliyetleri azaltan, kültürel olarak kabul
edilebilir, kolay erişilebilir, çevre dostu, optimal ve sağlığı teşvik eden bir beslenme şeklidir. Sağlıklı ve sürdürülebilir
beslenmeye yönelik mevcut öneriler; sebze, tahıl ve meyve tüketimini artırmayı, orta düzeyde yağsız et ve balık tüketimini,
işlenmiş et alımını ise azaltmayı teşvik etmektedir (2). Akdeniz diyeti, gezegensel sağlık diyeti, vejetaryen-vegan dıyetler ve
yeni İskandinav diyeti ise öne çıkan sürdürülebilir diyet modelleridir.
Akdeniz Diyeti (AD)
Gıda ve Tarım Örgütü'ne (FAO) göre "Sürdürülebilir diyetler; gıda ve beslenme güvenliğine, şimdiki ve gelecek nesiller için
sağlıklı yaşama katkıda bulunan, düşük çevresel etkilere sahip diyetlerdir" (3). Bu tanım doğrultusunda; FAO; yüksek tahıl,
taze meyve ve sebze tüketimi ve süt ürünleri, yumurta, et ve yüksek oranda işlenmiş gıdaların orta ila düşük tüketimi ile
karakterize Akdeniz Diyetini sürdürülebilir beslenme modelinin en iyi örneği olarak kabul etmiştir. Çoğunlukla bitki bazlı olan
AD, hayvansal gıdaların tüketimini içeren diğer diyetlere kıyasla daha düşük çevresel etkiye sahiptir (4).
Gezegensel Sağlık Diyeti (EAT- LANCET Diyeti)
FAO ve Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre sağlıklı beslenme, bireylerin sağlık ve refahının tüm boyutlarını desteklediğinde
sürdürülebilir olacaktır (5). Bu bağlamda, EAT-Lancet Komisyonu tarafından hem toplum hem de gezegen için iyi sağlığı
hedefleyen “Gezegensel Sağlık Diyeti” sürdürülebilir beslenme modeli olarak önerilmektedir (6).
Vejetaryen- Vegan Dıyetler
Hayvansal kaynaklı herhangi bir gıdanın tüketilmemesi tercihi, sürdürülebilirlik kapsamında kabul edilmektedir (7). Vegan
diyetler, en düşük çevresel etkiye sahiptir ancak beslenme açısından yetersizlik riski taşımaktadır. Vegan ve vejetaryen olmak,
besine özgü eksiklik riskinden (örneğin; B12 vitamini, demir ve esansiyel yağ asitleri eksikliği) ve takviye ihtiyacından
kaçınmak için yüksek beslenme bilgisi ve disiplini gerektirir (8,9,10). Sağlık açısından bu hususa dikkat edilmelidir.
Yeni İskandinav Diyeti (Nordik Diyeti)
İskandinav ülkelerinde kolayca elde edilen meyveler, sebzeler, baklagiller, az yağlı süt ürünleri ve yağlı balıklar bakımından
zengin bir diyet çeşididir (11). Yakın zamanlı bir meta-analizde; Nordik diyeti uygulanan popülasyonda uygulamayan
popülasyona kıyasla sera gazı, toprak ve su kullanımının sırasıyla %22, %28 ve %18 oranında azaldığı ve Nordik diyetinin
düşük çevresel etkiyle karakterize olduğu rapor edilmiştir (12).
Sonuç: Sürdürülebilir olmayan, sağlıksız diyetler sonucunda artan kronik hastalık prevalansı toplum ve gezegen sağlığı
açısından küresel bir tehdittir. Sürdürülebilir gıdaların üretimi ve dağıtımını destekleyen politikalar, sürdürülebilir diyetlerin
tanıtılması ve benimsenmesi bu doğrultuda atılacak önemli adımlar arasında yer almaktadır.