ÇBS - Kitaplar
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Öğe Beşerî Bilimlerin 50 Rengi: Çevreci, Dijital, Tıbbi ve Posthüman Sesler(Kapadokya Üniversitesi Yayınları, 2023) Ağın, Başak; Yılmaz, Zümre GizemAkademik ve sanatsal kariyerlerinin farklı basamaklarından, farklı nesil ve coğrafyalardan 52 kişinin kaleminden, fırçasından gözünden ve sazından çıkan bu kitap, tüm dünyada yaygınlaşan ve Türkiye'de son dönemde hızlanan çevreci, dijital, tıbbi ve posthüman beşerî bilimler alanlarının temel kavramlarını özgün makaleler yoluyla bir araya getiriyor. Bu dört alandan ve onların kesişim noktalarından seçilmiş terim ve kavramların 50 başlıkta tanıtıldığı bir el kitabı niteliğindeki Beşerî Bilimlerin 50 Tonu'nda, çağdaş düşünce akımları ve bilimlerin sanatla ve edebiyatla buluşması farklı seslerle yorumlanıyor. Felsefi, edebî, biyolojik, tıbbi, ekolojik, etik ve teknolojik disiplinlerin birbiri içine geçen tarihsel ve düşünsel süreçlerini irdelerken, kitabın içerisine yerleştirilmiş karekodlarla görsel, işitsel ve performatif sanatlarda da bu süreçlerin yansımaları sunuluyor. İçeriğinde ele alınan terim, kavram ve kuramların özüne de uygun olarak, tüm bu farklı ögelerin öbekleşerek bütüncül bir biçimde sunulduğu bu eser, kapsadığı alanlarda dünyada ve Türkiye'de süregelen güncel akademik çalışmaları takip eden herkese bir başucu kaynağı olma potansiyelini taşıyor. Antroposen Çağı'nda yaşamakta olduğumuz iklimsel, ekolojik kültürel, ekonomik, toplumsal ve siyasal krizlere yanıt vermek için iş birliğini güçlendiren ve disiplinlerarasılık kavramı altında hızla yakınsama içerisine giren farklı bilim sahalarının ortak aklını temsil eden çok sayıda araştırmacılara ve okurlara faydalı olmasını, yakın gelecekte yeni bilimsel araştırmalara kılavuzluk etmesini temenni ederiz.Öğe “Teknoloji ve İnsan” Seçme Öyküler(Kapadokya Üniversitesi Yayınları, 2022) Gökkaplan, YusufHer ne kadar günümüzde kuram ve uygulama birbirinden neredeyse tamamen farklı sahalar olarak algılansa da felsefe tarihine baktığımızda kuramsal “bilgi” anlamına gelen Episteme ile uygulamalı “zanaat” anlamına gelen techne arasındaki ilişkinin bundan daha karmaşık olduğunu görürüz. Özünde birbirine tezat gibi görünen bu iki kavram arasında aslında çok yakın ve birbirini tamamlayıcı bir ilişki de vardır. Teknoloji bilgiyi, bilgi de teknolojiyi doğurur. Daha da önemlisi, her ikisi de başlıca beşeri erdemlerdendir ve bu nedenle her ikisinde ahlaki bir temeli de olmak zorundadır. Sunduğu mesleki ve akademik programlarıyla bu erdemleri birleştiren Kapadokya Üniversitesi’nin “Akıl, Ahlak, Adalet, Adap” düsturunu kavramış 20 genç yazar, bu kitapta okuyuculara işte bu çerçeveden sesleniyor. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün artık tam anlamıyla geleneksel hale gelmiş ve Türkiye’nin dört bir köşesinden genç yazarların haberdar olup takip ettiği “Liseliler Öykü Yarışması”nın 2022 yılındaki seçkisi olan “Teknoloji ve İnsan,” 21. yüzyılda ve sonrasında beşeri erdemlere yakışır ve tek evimiz olan mavi gezegenimize yaşamakta olduğu yıkımdan kurtarabilecek teknoloji-insan ilişkilerinin nasıl olması gerektiğini sorguluyor. Bilgilerini sanatları ile birleştirmiş, “sanal dünya” içerisinde ayakları hala “yere” basan, bugünü ve yarını kendi durdukları yerden okuyan yazarlarımızın eserlerini sizlerin de ve dünyaya dair yeni okumalar yapmasına vesile olmasını dilerim.Öğe “Gezegenin Geleceği: Kaygılar ve Umutlar” Seçme Öyküler(Kapadokya Üniversitesi Yayınları, 2021) Gökkaplan, Yusuf; Oylubaş Katfar, Duygu"En temel bu doğanın, insan insana bir şeyler söylemeliydi," diyor bir genç yazarımız. Kapadokya Üniversitesi Beşeri Bilimler Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nün 2021 yılında ikincisini düzenlediği Geleneksel Liseliler Öykü Yarışması'nda dereceye giren eserlerden oluşan bu kitaptaki toplam 22 öyküde Türkiye'nin gençleri de, gezegenin geleceğine dair okurlara bir şeyler söylüyor. Eşyaların konuştuğu nesne anlatılarından iklim-kurgu türü ve kıyamet kurgularına uzanan çeşitli türdeki eserlerle, 1453 yılından 3200 yılının aralık ayına kadar uzanan bir zaman yelpazesinde, aslında geçmiş, şimdiki ve gelecek zamanların nasıl birbirinden ayrılmayacağını anlatıyor, bize sorumluluklarımızı hatırlatıyor bu öyküler. Genç kalemler tarafından büyük bir olgunluk içerisinde bir yandan teknolojinin, kültürün ve insan toplumuna ait türlü sistemlerin eleştirisi sunulurken diğer yandan da bütün bu sistemlerin yok edilmesi gibi sığ bir talep değil, akılcı ve etik çerçevelerde yeniden şekillenmesi çağrısı iletiliyor. Kaygılanmak için çok fazla sebebi olduğu bugünün dünyasından yarına bir umut penceresi açılıyor bu kitapta: "Umut varsa hayat var. Umut varsa gelecek var. Umut varsa biz varız."Öğe Ekofobi Hipotezi(Kapadokya Üniversitesi Yayınları, 2021) Estok, Simon C.; Ağın, Başak; Akıllı, Sinan; Dinçel, M. SibelEkofobi Hipotezi’nin ortaya çıkma nedeni, biyofili kuramının doğayla insanın ideal ilişkisini son derece verimli bir biçimde ele almasına karşın, “biyofili hipotezinin” insan/ çevre ilişkisini açıklamak adına sınırlı bir model oluşturması ve sınırlı bir kapasiteye sahip olmasıdır. Biyofili hipotezi, dünyada olan biten sıra dışı olayların açıklamasını yapmak için yetersizdir, ki bu olaylar aslında bizim içerisinde bulunduğumuz çağı, giderek “Antroposen” olarak algılamamıza yol açmaktadır. Biyofili hipotezinin faydası üzerine temellendirilmiş olan bu kitap, biyofilinin yeterince kuramsallaştırılmayan daha geniş çaplı bir yelpaze içerisinde yer aldığını öne sürmektedir. Ekofobi Hipotezi, biyofiliyi (gerçek anlamıyla “hayatı sevmek”) ve içerisinde yer aldığı bu geniş çaplı yelpazeyi doğru bir bağlama oturtmak adına, insanın doğal dünyayı nasıl sevgisizce kullandığının da kuramsallaştırılması gerektiğini öne sürmektedir. Bu çalışma, yeni maddesel dönüşün ve genlerin eyleyiciliğinin ivedilikle açıklanması gereksinimiyle ve yine aynı şekilde 21. yüzyıl ekofobi temsillerindeki karmaşıklığın ve kurgulanan terörün muhalif doğal çevre kurgusuyla nasıl giderek artan bir şekilde iç içe geçmiş olduğunun açıklanması gereksinimiyle, gerek bağlantısal gerekse karşılaştırmalı, ancak zengin bir tartışmalar dokusu ortaya koymaktadır. Dahası bu kitap, gelişmekte olan bir alan olarak tanımlanabilecek ekomedyanın uyum sağlama kapasitemizi değiştirmekte neden bu kadar etkisiz olduğunun temel nedenlerinden bir tanesi olarak ekofobiyi gösterir. Ekofobi hipotezi, gerek ekofobik yansımaları ve tür ayrımcılığının getirdiği eşitsizlikleri gerekse çevreci etikle edebî delilik ve acı söylemlerinin karmaşasını ölçmek yoluyla, Antroposen’in değişken yelpazelerini belirleyen bir formül sunmaktadır. Ayrıca kitapta, günümüz ekofobik bakış açılarının endüstriyel tarım ve atık yönetiminin alt yapılarını sistematik bir şekilde nasıl kurumsallaştırdığının da bir araştırması sunulmaktadır. Bu kitap, ekofobiyi açığa çıkartmak ve dönüşüme yol açacak değişikliklere yön vermek üzerine kuruludur.Öğe Çevre - İnsan ve Geleneksel Yaşam: Seçme Öyküler(Kapadokya Üniversitesi Yayınları, 2020) Akıllı, Sinan; Akıllı, SinanKarayemiş’in Hasan’ı, Köyümün Çıngırakları’nın Nurdan ablası, Yirmi Birinci Yüzyıl’ın “ağır yarası, kendini gösterme çabası,” Dönüşüm’ün Selim’i, Çınarlar Tepesi’nin Efsun’u, Çorakların Nazım’ın Süleyman’ı, Bulutların Üstünde’nin Ali’si, Fırın Kurusu’nun Ahmet amcası ve onun “Yıkılsa bu betonlar yeşertir miydi toprak anayı?” sorusu, Doğa da Konuşur’un küresel ısınması, Yıllardan Kalanlar’ın 2070 yılı Anadolu’su, Sarı Papatya’nın “Çünkü insan en çok kendi ölümüne ağlardı” cümlesi, Tohum ve Hayat’ın kuruduğu söylenen Karşıbağ’ı, Lacivert Deri Çanta’nın yanında duran sandık, Kırmızı Ayakkabılar’ın Kemal’i, Süreyya’sı, Ürgüp’te tabelasında kırmızı ayakkabılar olan kafesi, Sahne’nin Memed’i, Tavuklarıma’nın lavanta kokusu, Köyden Kente’nin oteli, Öze Dönüş’ün Özden’i ve Seyyah’ı, Çevre Muhafızları’nın Meşe’si, Eve Dönüş’ün Sarıkız ineği… Hepsi artık bizlerle. Yirmi genç Türkün kalemlerinden/klavyelerinden değil, yüreklerinden ve zengin dimağlarından çıkan bu güzel öyküler hep yaşayacak. Gelecek kuşaklar bunları okurken şunları söyleyecekler: “Taa o zamanda bu pırıl pırıl genç Türkler yazmış her şeyi.” diyecekler. “İyi ki de yazmışlar, yazarak tarihe not düşmüşler. Kendilerinden sonra kimsenin tadamayacağı renkleri, kokuları, korkuları, acıları, sevinçleri, ikilemleri bizlerle paylaşmışlar. Ne de güzel yapmışlar!” diyecekler. Çevre – İnsan ve Geleneksel Yaşam üzerine genç yazarların kalemlerinden seçilmiş öykülerin derlenmesiyle oluşan bu kitap, Kapadokya Üniversitesi Yayınları tarafından sizlere sunulmuştur.