Türkiye’de Çevre Yönetiminin Merkeziyetçi ve Kalkınmacı Sürekliliği

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2022

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

İdealKent

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

1972 yılında Stockholm’de düzenlenen Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Konferansı, birçok ülkede bir yandan çevre yönetimi örgütlenmesini tetiklerken diğer yandan da ulusal ve uluslararası ölçekte çevre koruma anlayışının oluşmasını beraberinde getirmiştir. Benzer şekilde, Türkiye’de de çevre yönetimine yönelik kurumsallaşma, mevzuat oluşturma ve çevre politikası pratiği geliştirme açısından söz konusu konferans bir başlangıç noktası olmuştur. 1973 yılında oluşturulan Çevre Sorunları Koordinasyon Kurulu ile başlayan ve yaklaşık 50 yılda birçok değişikliğe uğrayan kurumsal yapı incelendiğinde, kurumsal, tüzel ve temsil özelliği açısından merkezi yönetimin ana özne olduğu bir süreç ön plana çıkmaktadır. Buna paralel olarak, söz konusu çevre yönetimi örgütlenmesinin taşıdığı çevre koruma yaklaşımına bakıldığında ise iktisadi kalkınmayı önceleyen bir anlayış göze çarpmaktadır. Buradan hareketle bu çalışmanın temel savı, Türkiye’de çevre yönetiminin kurumsal açıdan merkeziyetçi; çevre koruma pratiği (tüzel dayanaklar ve uygulanan siyasalar ekseninde) açısından ise kalkınmacı bir nitelikte olduğu ve bunların günümüze kadar bir süreklilik arz ettiği üzerinedir. Merkeziyetçi ve kalkınmacı sürekliliğin aydınlatılması amacıyla çalışmada ilk olarak, 1973 yılında başlayan kurumsallaşma süreci, 50 yıllık süreç bağlamında ele alınmakta ve çevre yönetiminin kurumsal yapısına yönelik değişiklikler söz konusu edilmektedir. Devamında ise, çevre politikalarına ve bunları oluşturup uygulayan kurumsal yapılara temel oluşturan tüzel kaynaklar ele alınmakta ve bunların koruma-kalkınma eksenindeki konumlanmaları tartışılmaktadır

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Çevre yönetimi, merkeziyetçilik, Türkiye, kalkınmacılık

Kaynak

İdealKent

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

13

Sayı

37

Künye