Kapadokya Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi
DSpace@KÜNASİS, Kapadokya Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.

DSpace'deki Bölümler
Koleksiyonlarını listelemek için bir bölüm seçin.
Listeleniyor 1 - 5 / 6
- Academic Units
- Administrative Units
- Cappadocia University Publications
- Regulations
- Data Warehouse
- Private Archives
Güncel Gönderiler
Jeopolitik Dengelerde ABD ve Avrupa
(Kapadokya Üniversitesi, 2025) DİRİÖZ, Ali Oğuz
Türkiye, uzun süredir Avrupa siyasetinin hem organik hem de kurumsal bir parçasıdır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa Birliği (AB), kendi içinde kurumsallaşma yoluna giderek çeşitli yapılar aracılığıyla entegrasyon sürecini derinleştirmiştir. Özellikle güvenlik bağlamında Transatlantik ilişkiler ağı kurulmuş ve Türkiye, bu şemsiyenin doğal bir parçası hâline gelmiştir.
Türkiye’nin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile ilişkileri de tarihsel olarak inişli çıkışlı bir seyir izlemiştir. Soğuk Savaş döneminden itibaren bilhassa Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) üyeliği vesilesiyle Türk-Amerikan ilişkileri güvenlik boyutuyla derinleşmiş ve stratejik bir nitelik kazanmıştır.
AB ve ABD, İkinci Dünya Savaşı’ndan günümüze kalan bir multilateralism geleneğiyle hareket etmişlerdir. Fakat Amerika, her zaman NATO ülkelerinin özellikle Avrupa’nın savunma bütçelerini yeterli seviyeye çıkarmamasından şikayetçi olmuştur. 2025 yılında ABD’de yeniden başkan seçilen Donald Trump ise bu eleştirileri çok daha öteye taşıyarak ilave kotalar, gümrük vergileri ve çeşitli yaptırımlarla rakip olarak gördüğü Çin’in yanı sıra AB ülkelerini de hedef almıştır.
Türkiye’nin, önemli bir istikrar sağlayıcı aktör olarak ABD’nin Avrupa güvenlik mekanizmasında yer alacağı ileri sürülebilir. Zira Türkiye ile ABD’nin mevcut koşullarda fırsatları ve öncelikleri büyük ölçüde benzeşmektedir. Her ne kadar bireysel bazda birtakım farklılıklar veya lobicilik faaliyetleri gibi zorluklar olursa olsun, genel olarak uzun vadeli stratejik bakışta kesinlikle istikrar ve kazan-kazan ilişkisi bakımından benzeşen çıkarların olduğu görülmektedir.
The Gothic-Feminist Critiques of Society through the Northanger Abbey Story
(Kapadokya Üniversitesi Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2025) UÇAN, Belgin
This thesis will demonstrate how the Gothic genre allows for the inclusion of feminist criticism through a Gothic-feminist viewpoint in ‘the Northanger Abbey Story,’ with reference to Jane Austen’s Northanger Abbey (1817) and Val McDermid’s Northanger Abbey (2014), and ultimately encourages women to be more confident and stronger. In this respect, the study aims to reveal the manner in which women’s wants and anticipations are controlled in both the literary and social realms by combining feminist criticism with Gothic customs. Both novels centre on encouraging readers to rethink what is possible for women’s sentimental and logical autonomy. Thus, the introductory chapter explores the birth of the Gothic novel in the eighteenth century, as well as the elements of the Gothic and the Gothic parody in ‘the Northanger Abbey Story.’ The feminist criticism and its relation with the Gothic compare ‘the Northanger Abbey Story’ in terms of the Gothic and feminist critique, and reinterpret Austen’s era with the modern era through this critique. The first chapter will analyse ‘the Northanger Abbey Story’ with a special focus on the Gothic representation and the Gothic parody of the setting in the novels under study. The second chapter will focus on feminist critique and the Gothic conflicts, as well as interpreting the Gothic features as expressions of women’s oppression and how the oppression is reflected to acts and thoughts of the characters in the selected novels. After analysing the novels, the study will conclude by offering insights about the different aspects of the Gothic genre and its feminist critique, and how it enriches the understanding of the role of women and the expectation from women in two different eras. The conclusion will emphasize literature’s permanent capacity to provoke Gothic nightmares as well as feminist dreams, allowing readers with a sense of critique and possibility.