Yazar "Erdem, Ramazan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe ÖLME MEKÂNLARI VE ÖLÜMÜN KURUMSALLAŞMASINA DAİR KAVRAMSAL BİR İNCELEME(KESİT AKADEMİ DERGİSİ, 2021) Doğanalp Çoban, Selma; Erdem, RamazanÖz: Ölüm her geçen gün hayatımızın bir gerçeği, yaşamımızın bir parçası olmaktan çıkarılarak tabu bir alan olmaya doğru yol almaktadır. Modern tıbbın ve sekülerleşmenin de tetiklediği bu durum ölümün nerede, ne zaman, nasıl ve ne şekilde geçekleşeceğinden, gerçekleştikten sonra neler yapılması gerektiğine dair tüm aşamaları etkisi altına almaktadır. Bu etki sonucunda ise ölüm geçmişte olduğu gibi dört duvar arasında kişinin yuvası olarak tanımladığı kendi yatağının, yorganının olduğu ev ortamından, hiç bilmediği ve çok çeşitli uyaranların olduğu hastane ortamına taşınmıştır. Burada ölümün ve ölme mekânlarının ciddi bir değişime uğradığı ve hastanelere taşındığı söylenebilmektedir. Hastanelere taşınan ölümün kurumsal bir olguya evrilmesi de burada başlamaktadır. Ölümün kurumsallaşması, bireyin ölüm öncesi ve ölüm sonrası süreçlerinin belirli bir çerçevede belirli bir kalıplar doğrultusunda gerçekleşmesi olarak tanımlanabilir. Ölümün kurumsallaşmasında toplumdaki diğer tüm hizmetler gibi ölüm öncesi ve sonrası hizmetlerde artık bir takım resmi süreçlerden geçerek kimi zaman devlet kimi zaman ise özel sektör eliyle gerçekleşmektedir. Bu çalışmada, toplumun değişen dinamiklerinden biri olan ölümün modern tıpla birlikte ne şekilde bir değişikliğe uğradığı kapsamlı bir şekilde ele alınarak modern tıbbın ölüm üzerindeki etkileri, ölme mekânları ve ölümün kurumsallaşmasından detaylı olarak bahsedilmiştir. Ölme mekânları ve ölümün kurumsallaşması hakkında teorik bilgilerin verildiği bu çalışma gelecekteki çalışmalara da katkı sağlayabilecektir.Öğe Türkiye’de Sağlık Hizmeti Sunumunda Üçüncü Sektörün Rolü(2018) Doğanalp, Selma; Erdem, RamazanBu çalışmada Türkiye’de sağlık hizmeti alanında faaliyet gösteren üçüncü sektör kuruluşlarının tespit edilmesi ve sağlık alanında ne tür faaliyetlerde bulunduklarının belirlenmesi hedeflenmiştir. Veri toplama yöntemi olarak web tarama yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini Türkiye’de sağlık hizmeti alanında ulusal ve uluslararası düzeyde faaliyet gösteren üçüncü sektör kuruluşlarının tamamı oluşturmaktadır. Örneklem ise bu evrenden ulaşılmış 11 uluslararası ve 12 ulusal kuruluştan oluşmaktadır. Çalışma sonucunda üçüncü sektör kuruluşlarının sağlık hizmeti alanında oldukça aktif faaliyet göstererek ihtiyaç sahiplerine ulaşarak, toplumsal adaletin sağlanması, birlik ve beraberlik duygularının geliştirilmesi ve toplumsal duyarlılığın gelişmesinde oldukça önemli rol oynadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bununla birlikte, sağlık hizmeti alanında faaliyet gösteren üçüncü sektör kuruluşlarının daha çok koruyucu sağlık hizmeti alanında faaliyet gösterdiği ve kriz durumlarında esnek idari yapıları itibari ile kamu ve özel sektöre kıyasla daha hızlı ve etkili müdahale edebildiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu duruma ise Afrika’da yaşanan insanlık dramında üçüncü sektörün diğer iki sektöre kıyasla daha mücadeleci tavır sergilemesi ya da 2015 yılında Van’da yaşanan depreme önce Kızılay’ın yetişmesi örnek olarak gösterilebilir.Öğe YÖNETIM, YÖNETIM FONKSIYONLARI VE YÖNETIM TEORILERI(Nobel akademi yayıncılık, 2021) Erdem, Ramazan; Doğanalp Çoban, SelmaYönetim insanlık tarihi kadar eski bir konudur. Yaşamını sürdürmek, varlığını göstermek ve ihtiyaçlarını karşılamak için mücadele eden her insan yaşadığı sürece potansiyel bir çatışma kaynağıdır. Diğer yandan, başkalarından gelecek psikolojik, sosyal ve fiziksel müdahalelere karşı da kendini korumak ister. İşte bu çatışma potansiyeli ve uzlaşma arayışı sebebiyle yönetim dediğimiz olgu ortaya çıkmaktadır. Toplumsal hayata geçiş ile birlikte insanlar ya da insan grupları arasında ortaya çıkan çatışmaları çözmek ya da çıkmadan önce önlem almak amaçlı yaklaşımlar yönetim olgusunun doğuşuna dair bir gerekçe olurken sonraları insanların ihtiyaçlarını karşılamak, daha iyi bir hayat sürmesini sağlamak, karşılaşabileceği sorunlara müdahil olmak amaçlı girişim ve oluşumlarla yönetim konusu farklı bir düzeyde ele alınmaya başlanmıştır. Yönetenler ve yönetilenler şeklinde bir toplumsal sınıf ortaya çıkmış, yöneticilerin nasıl olmaları gerektiğine dair tartışmalar yapılmış ve yaklaşımlar geliştirilmiştir. Üzerinde uzun yıllar fikir yürütülmüş olmasına rağmen yönetim konusu hiç gündemden düşmemiştir. Geliştirilen yaklaşımların hiçbiri iyi bir yönetim tarzı olarak son çare olmamıştır. Her bir yaklaşımın zamanla eksikliklerinin ortaya çıkması başka çalışmaları tetiklemiştir. Hâliyle, iyi bir yöneticinin sahip olması gereken özelliklerin neler olduğu veya iyi bir yönetim sisteminin nasıl olacağı meselesi hâlâ gündemdedir. İnsan var oldukça da konu dinamizmini kaybetmeyecektir.