Bagımsızlık: Orta Dogu’da Sömürgeciligin bir Aldatmacası
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Akademik tartısmalarda, 1776 Amerikan Devrimi ile baslayan beyaz üstünlükçü sömürgeci yerlesimlerde “devletin bagımsızlıgı” kavramının kökeni göz ardı edilir. Beyaz Avrupalı yerlesimci sömürgelerde, bagımsızlık kavramı aynı zamanda bu sömürgelerdeki yerli halkın da hede haline gelmistir; ancak sonuçları, Protestan Ingiliz Avrupalı sömürgeci yerlesimciler baglamındakinden çok daha farklıdır.
Bu konusma, devlet sisteminin temel ilkesi haline gelen bagımsızlık kavramının hukuki, siyasi ve felse tarihini sunar. Çogu kisi “bagımsızlık” kavramını Avrupa Aydınlanma Çagı ve Devrimci düsüncenin bir sonucu olarak tasvir eder ve bu nedenle “evrensel” insan esitligine ve özgürlügüne baglı kalırken, aslında “bagımsızlık” kavramının soyu, 18. yüzyılın beyaz üstünlügü ve yerlesimci sömürgecilik ideolojisinin ayrılmaz bir parçasıdır. Liberal Avrupa- Amerikalı tarihçiler ve teorisyenler ile onların müritlerinin unutmayı, bastırmayı ve inkar etmeyi amaçladıgı, iste bu derin estemelciliktir.
Hem “bagımsızlık” hem de “kendi kaderini tayin hakkı” kavramları yerlesimci sömürgeciligi mesrulastırmayı ve sömürgelerin yerlilerinin haklarının mesrulugunu bozmayı amaçladıgından, bu terimlerin 18. yüzyıldan itibaren uygulama ve kullanımlarının bir revizyonu, bunların ardındaki stratejileri ve aldatmacayı ve ayrıca karsılastıkları direnis ve yıkımı açıklıga kavusturacaktır.












