Halk Psikolojisi Bağlamında Âşıklık Sanatı Söylemi ve Âşık Veysel’in Söylem Evrelerindeki Yeri
Dosyalar
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Halk psikolojisi, insanların inanç, istek, hayal, niyet ve duyguları gibi zihin durumlarını anlamlandırma ve gündelik yaşamda diğer insanların zihin durumlarını değerlendirerek onların davranışları hakkında öngörüde bulunabilme becerilerinin tümüdür. Zihin kuramı ve birçok farklı isimle de anılan halk psikolojisi, temelde insan zihninin önce kendi sınırlarını ve zihin durumlarını algılayan ve ardından başkalarının zihin durumlarını algılamayı kapsayan bilişsel bir beceri olmakla birlikte günlük konuşmalarımızın alt bölümlerini ifade eder. İçsel ve dışsal olarak iki durumlu incelenebilen halk psikolojisinde içsel durumlar insan zihninin kendini tanıması, anlamlandırması, “ben” oluşumu ve kendini söze dökebilme gibi kabiliyetleri incelerken, dışsal durumlar insan zihninin çevresini kavraması ve “ben” kavramının “biz” kavramına dönüşmesi; dolayısıyla “halk” oluşumunu irdeler. Tüm bu oluşumların temelinde zihnin algısında oluşanların söze dönüşümü yatmaktadır. İfade biçimlerinin kalıplara bağlı olmak koşulu ile yeni yaratmalara sahne olduğu âşıklık sanatı söylemlerinin halk psikolojisi kavramının hangi noktasında olduğunun altını çizmek amacı taşıyan bu çalışma, halk psikolojisi bağlamında âşıklık sanatı söylemini ele almaktadır. Tüm bu süreç içerisinde alana “halk psikolojisi” kavramının zihinsel bir süreç olduğuna ilişkin tanımı yapılacakken, ses açısından çok benzer olan “halkların psikolojisi” kavramı ile olan ayrıma dikkat çekilecektir. Genelde halk psikolojisinin “ne olduğu” ile “ne olmadığının” kısaca tanımının yapıldığı çalışmada, halk psikolojisinde söylemin üç ana evresinin olduğu belirtilecek; âşıklık sanatının ise bu evrelerden hangisine dahil olduğu sorunsalının yanıtı aranacaktır. Dolayısıyla âşıklık sanatı icrasında var olan söylemlerin başlangıcından bu yana hangi evreye dahil edileceği belirtilerek özelde Âşık Veysel’in söylemlerinin “tekrar eden anlatı” evresine mi “işlenen anlatı” evresine mi dahil olduğuna değinilecektir. Sonuç olarak dört temel hipotezle kendini ifade eden halk psikolojisi kavramında söylemin evrelerini açıklarken son ve temel hipotez olan “anlatı gerçekleştirme” hipotezinin Âşık Veysel söylemlerini sınıflandırırkenki konumuna da yer verilecektir.