SUBJEKTİF TİNNİTUSLU HASTALARDA TİNNİTUS DERECESİ VE ENGELLİLİK DÜZEYİ İLE HEMATOLOJİK PARAMETRELERİN İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ

Dışarıdan herhangi bir uyarı olmadan kulaktan duyulan sese tinnitus yani kulak çınlaması denilmektedir. Kulak burun boğaz polikliniğinde oldukça sık görülen şikayetlerden birisidir ve toplumda görülme oranı yüksektir. Tinnitus sadece hasta tarafından duyulabiliyorsa, sübjektif tinnitus olarak sınıflandırılır. Biz bu çalışmamızda, hastalardaki sübjektif tinnitus şikayetlerinin ağırlığını, tinnitus derece endeksi (TSI) ve tinnitus engellilik derecesi (TED) ile değerlendirerek, hematolojik parametreler olan nötrofil/lenfosit oranı (NLR), trombosit/lenfosit oranı (PLR), ortalama trombosit hacmi (MPV) ve trombosit dağılım genişliği (PDW) ile korelasyonuna baktık. Çalışmaya 25 (%56,8) erkek, 19 (%43,2) kadın olmak üzere 44 subjektif tinnituslu hasta dahil edildi. Hastaların yaş ortalaması 42,3 ± 14,8 yaş idi. Hastaların TSI ile NLR, PLR, PDW ve MPV değerleri arasındaki korelasyon değerlendirildiğinde NLR ve PLR arasında istatistiksel anlamlı düzeyde bir korelasyon saptanmadı.(p>0,05). TSI ile MPV ve PDW arasında ise istatistiksel olarak zayıf düzeyde pozitif yönlü bir ilişki vardı. (p<0,05) Hastaların TED ile NLR, PLR, PDW ve MPV değerleri arasındaki korelasyon değerlendirildiğinde NLR ve PLR arasında gene istatistiksel anlamlı düzeyde bir korelasyon saptanmadı.(p>0,05). TED ile MPV ve PDW arasında ise istatistiksel olarak zayıf düzeyde pozitif yönlü bir ilişki vardı. (p<0,05) Subjektif tinnitus etyopatogenezi net olarak açıklanamamış, tedavisi zor bir hastalıktır. Biz çalışmamızda hastaların semptom skorlarıyla sistemik enflamasyon biyobelirteçleri ve sistemik koagülasyon biyobelirteçleri arasındaki korelasyona bakarak, subklinik enflamasyon ve trombozun tinnitus ağırlığına etkisini inceledik. Sonuç olarak, hastaların şikayet düzeyleriyle subklinik sistemik enflamasyon belirteçleri olan NLR ve PLR de herhangi bir ilişki saptanmadı ancak subklinik tromboz belirteçleri olan MPV ve PDW ile zayıf yönlü pozitif bir korelasyon yani semptom skorları arttıkça subklinik tromboz belirteçlerinde artma görüldü.