ODYL - Yüksek Lisans Tez Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Listeleniyor 1 - 20 / 107
Öğe Arti?külasyon Bozukluğu Olan Çocukların Kontralateral Supresyon Değerleri?ni?n Normal Çocuklarla Karşılaştırılması(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) DİŞKAYA, Zübeyde NurKontralateral supresyon testi ile konuşmada aktif rol oynayan efferent işitsel sistem değerlendirilebilmektedir. Çalışmada organik ya da psikolojik kökenli olmayan artikülasyon bozukluğu olan ve artikülasyon bozukluğu olmayan çocukların kontralateral supresyon değerlerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır.Öğe Orta Derecede Sensörinöral İşitme Kaybı Olan Hastalarda İşitme Cihazı Kullanan ile Kullanmayanların Konuşmayı Ayırt Etme Skorlarının Değerlendirilmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) CANGİN, Ubeyd EmreBu çalışmada orta derecede sensörinöral işitme kaybı olan hastalarda işitme cihazı kullanan ile kullanmayanların konuşmayı ayırt etme skorlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya dahil edilen katılımcılar işitme cihazlı ve işitme cihazsız olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. İşitme cihazı kullananlarda cinsiyete göre sağ ve sol kulak hava ve kemik yolu saf ses ortalamalarında anlamlı farklılık olup olmadığını belirlemek için yapılan istatistiksel analiz sonucunda erkeklerde sağ ve sol kulak kemik yolu saf ses ortalamasının kadınlardan anlamlı şekilde yüksek olduğu görüldü. İşitme cihazı kullananlarda yaş ile sağ ve sol kulak konuşmayı alma eşiği (SRT) arasında pozitif yönde ve orta düzeyde ilişki saptandı (p<0.05). İşitme cihazı kullananlarda cinsiyete göre konuşmayı alma eşiği (SRT) ve konuşmayı ayırt etme (SD) ortalamarı açısından anlamlı bir farklılık olmadığı saptandı. İşitme cihazı kullanmayanlarda yaş ile sağ ve sol kulak hava ve kemik yolu saf ses ortalamaları arasında negatif yönde ilişki saptandı (p<0.05). İşitme cihazı kullanmayanlarda yaş ile sağ ve sol kulak konuşmayı alma eşiği (SRT) arasında pozitif yönde ve yüksek düzeyde ilişki saptandı (p<0.001). İşitme cihazı kullanmayanlarda cinsiyete göre konuşmayı alma eşiği (SRT) ve konuşmayı ayırt etme (SD) ortalamarı açısından anlamlı bir farklılık olmadığı saptandı. Çalışmamız sonucunda işitme cihazı kullananların sağ ve sol kulak hava ve kemik yolu ortalamasının işitme cihazı kullanmayanlara kıyasla anlamlı şekilde daha yüksek olduğu görülmüştür. Çalışmamız sonucunda işitme cihazı kullanmayanlarda sağ kulak konuşmayı alma eşiğinin işitme cihazı kullananlardan anlamlı şekilde yüksek (p<0.05), sağ ve sol kulak konuşmayı ayırt etme skorunun ise işitme cihazı kullananlara kıyasla anlamlı şekilde düşük olduğu görüldü.Öğe İşitme Engelli Kişilerin İletişim Ortakları Tarafından Bildirilen Yaşam Sonuçları Ve Olumlu Deneyimler(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) ÜNSAL TurgayBu çalışmada işitme engelli kişilerin iletişim ortaklarının bildirdiği yaşam sonuçları ve olumlu deneyimlerin ortaya konması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda işitme engelli kişilerle iletişim halinde olan 50 kişi çalışmaya dâhil edilmiştir. Çalışmaya toplam 50 kişi dâhil edilmiştir. Katılımcıların %40’ı (n = 20) 41-50 yaş arasında, %32’si (n = 16) 18-40 yaş arasında iken %28’i (n = 14) de 50 yaşın üzerinde idi. Katılımcıların 30’u (%60) kadın, 20’si (%40) ise erkekti. Çalışmaya dâhil edilenlerin 20’si (%40) işitme engelli bireyin anne/babası, 18’i (%36) eşi, 7’si (%14) arkadaşı iken 5’i de (%10) diğer yakını idi. Katılımcıların 24’ü (%48) işitme kayıplı bireyler 4-6 yıldır, 21’i (%42) 6 yıldan daha uzun süredir, 5’i (%10) de 1-3 yıldır temaslı olduğunu ifade etmiştir. Katılımcıların iletişim ortağı olduğu işitme engelli bireylerden 24’ü (%48) 6-10 yıldır, 18’i (%36) 10 yıldan daha uzun süredir, 8’i (%16) de 1-5 yıldır işitme kayıplı idi. Çalışmada veri toplama aracı olarak açık uçlu 4 adet sorudan oluşan anket kullanılmıştır. Veriler tematik analiz ile analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda iletişim ortaklarının ve işitme engelli yakınlarının bazı olumlu deneyimlerinin ve işitme kaybının yaşam boyu etkilerinin olduğu görülmüştür. Hem iletişim ortaklarının hem de işitme engelli bireylerin karşı karşıya kaldığı başlıca yaşam yansımalarının iletişim ve psikolojik hususlar ile ilişkili olduğu saptanmıştır. İletişim ortakları için birinci faydaların daha iyi ilişkiler ve kişisel gelişim, işitme engelliler için temel faydaların ise işitme kayıplarını kendi yararına kullanma olduğu görülmüştür. Çalışmanın metodolojisi ve bulguları kullanılarak, iletişim ortakları odyolojik etkinleştirme ve rehabilitasyon oturumlarına dahil edilebilir. Elde edilen tüm bu bu veriler işitme engelli bireylerin rehabilitasyon sürecinde kullanılabilir. Çalışma ayrıca, belirli ipuçları sağlayan yarı yapılandırılmış görüşmelerin bu tür yanıtları daha fazla ortaya çıkarmak için kullanılabileceğini ve açık uçlu anketlerin iletişim ortaklarının yaşam yansımalarını ve olumlu deneyimlerini anlamak için yararlı bir araç olduğunu göstermiştir.Öğe Yaşlılarda İşitme Kaybı İçin Risk Faktörü Olarak Sigara ve Alkol Alışkanlıklarının İncelenmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) AYAZ NACAKÇIOĞLU, TuğbaBu çalışmada, yaşlılarda işitme kaybı ile sigara/alkol alışkanlıkları arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Çalışmaya toplam 100 kişi dahil edilmiştir. Katılımcılardan 33’ü (%33) yalnızca sigara, 3’ü (%3) yalnızca alkol, 31’i (%31) ise hem sigara hem alkol kullandığını, 33’ü (%33) de sigara ve alkol kullanmadığını ifade etmiştir. Sigara ve alkol kullanma durumuna bağlı olarak saf ses eşik odyogram sonuçlarında anlamlı bir farklılaşma olmadığı saptanmıştır. Sigara ve alkol kullanmayanların sağ kulak hava yolu SSO değerinin anlamlı şekilde daha düşük olduğu saptanmıştır. Kemik yolu saf ses ortalamalarında ise anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Sigara + alkol kullananların sol kulak SRT ortalamasının (39.19±25.03) diğerlerinden daha düşük, yalnızca alkol kullananların (73.33±15.27) diğerlerinden daha yüksek olduğu saptansa da gruplar arasındaki farkın anlamlı düzeyde olmadığı görülmüştür. Sağ kulak SRT değerlerine bakıldığında ise sigara ve alkol kullanmayan katılımcıların sağ kulak SRT ortlamasının (43.18±18.14) diğerlerinden daha düşük, yalnızca alkol kullananların (66.66±15.27) diğerlerinden daha yüksek olduğu görülse de gruplar arasında anlamlı fark olmadığı tespit edilmiştir. Sigara ve alkol kullanmayanların sol ve sağ kulak SD skorlarının diğerlerinden daha yüksek olduğu saptansa da gruplar arasındaki farkın anlamlı düzeyde olmadığı görülmüştür. Alkol kullananların sol kulak MCL değerinin diğerlerinden daha yüksek, yalnızca sigara kullananların daha düşük olduğu saptansa da gruplar arasında anlamlı fark olmadığı tespit edilmiştir. Sigara ve alkol kullanma durumuna göre UCL ölçümlerinde gruplar arasında istatistiki açıdan anlamlı bir fark gözlenmemiştir.Öğe Açık Açılı Glokomlu Hastalarda İşitsel Fonksiyonun Değerlendirilmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) BÜTE KIRŞEN, SemranurAmaç: Çalışmanın amacı açık açılı glokom tanısı almış hastalarda saf ses odyometrik inceleme ile işitsel fonksiyon değerlendirmesi yaparak glokom ve işitsel fonksiyonlar arasındaki ilişkinin ortaya konulmasıdır.Öğe 2-8 Yaş 11 Ay Aralığındaki İşitme Kayıplı ve Normal İşitmeye Sahip Çocuklarda Dilin Biçim ve İçeriğini Anlamlandırma ve Kullanım Farklılıklarının İncelenmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) YAZIR, SelçukAmaç: İşitme kaybı olan en az bir yıl boyunca işitme cihazı kullanmış ve rehabilitasyon eğitimi almış çocuklar ile normal işiten çocuklar arasında dilin kullanımında farklılıklar olup olmadığının belirlenmesi işitme kayıplı çocukların dilin biçimsel, içerik ve kullanımında diğerlerine göre farklar olup olmadığı normal çocuklarla aynı seviyede olup olmadığının tespiti değerlendirilmesi amaçlanmıştır.Öğe Tip 2 diyabet hastalarında diyabet süresi işitme kaybı ilişkisinin yüksek frekans odyometri ile değerlendirilmesi ve işitme sağlığı farkındalığının incelenmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) ÜSTÜNDAĞ, RasimeAmaç: Tip 2 diyabet hastalarında, diyabet süresi ile işitme kaybı arasında ilişki olup olmadığını yüksek frekans odyometri ile değerlendirmek ve işitme sağlığı farkındalığını belirleyebilmektirÖğe Sigara Kullanımının ve Sigara Dumanına Maruz Kalmanın Östaki Tüpü ve İşitme Üzerine Etkisi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) KARAKAYA, MerveAmaç: Bu çalışmanın amacı, sigara kullanımının ve sigara dumanına maruz kalmanın işitme sağlığına ve östaki tüp disfonksiyonuna etkisini araştırmaktırÖğe İşitme cihazı kullanan Tinnitus hastalarının, Tinnitus engellilik durumu ile cihaz memnuniyeti arasındaki ilişkinin araştırılması(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) AKSU, Halitİşitme cihazından duyulan memnuniyet işitme kayıplı bireylerin yaşam kalitesini olumlu yönde etkilemektedir. İşitme kayıplı bireylerde yaygın olarak görülen ve yaşamı olumsuz etkileyen tinnitusun olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılmasında işitme cihazı kullanımı önem arz etmektedir. Bu araştırmada işitme cihazı kullanan tinnituslu bireylerin tinnitus engellilik algıları ile cihazdan duydukları memnuniyet arasında ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmaya toplam 50 kişi dahil edilmiştir. Katılımcıların yaşları 18-76 arasında olup yaş ortalaması 39.70 ± 16.87 olarak hesaplanmıştır. Çalışmaya dahil edilen işitme cihazı kullanan bireylerden %56’sı kadın iken %44’ü ise erkektir. Çalışmaya dahil edilen işitme cihazı kullanıcılarından %30’unun orta, %28’inin ileri, %26’sının hafif, %10’unun çok hafif, %6’sının da çok ileri derecede işitme kaybı bulunmaktadır. Katılımcılardan %78’inde 12 aydan daha uzun süredir, %22’sinde ise 3-12 aydır tinnitus şikayeti bulunmaktadır. Katılımcıların işitme cihazından duydukları memnuniyet ile yaş, cinsiyet, işitme kaybı derecesi, işitme kaybı türü, işitme cihazı tipi, işitme cihazı kullanılan taraf, tinnutus süresi arasında ilişki saptanmamıştır. Çalışma sonucunda katılımcıların yaşına, cinsiyetine, işitme kaybı derecesine göre tinnitus engellilik algısında anlamlı bir farklılık olmadığı bulunmuştur. Bununla birlikte emosyonel tinnitus engellilik algısı ile cihazdan duyulan memnuniyet altboyutlarından olumsuz etkiler boyutu arasında negatif yönde ve düşük düzeyde (r = -.291; p<0.05) ilişki saptanmıştır.Öğe Postlingual Dönemde Koklear İmplantasyon Yapılan Hastaların ‘Konuşma, Uzaysal Algı ve İşitme Kalitesinin Değerlendirilmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) AKGÜL, Fatma GizemKoklear implantasyonun postlingual dönemde konuşma algısı, uzaysal algı ve işitme kalitesi üzerindeki etkisi işitme kayıplı bireylerin yaşam kaliteleri açısından önem arz eden konuların başında yer almaktadır. Çalışmanın amacı postlingual dönemde koklear implantasyon yapılan hastaların ‘konuşma, uzaysal algı ve işitme kalitesinin değerlendirilmesidir. Bu çalışma Adıyaman Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı polikliniğinde gerçekleştirilmiştir. Çalışmada demografik verilere ve bireylerin sağlık bilgilerine ilişkin 5 sorudan oluşan bir demografik bilgi formu ve Konuşma, Uzaysal Algı ve işitme Kalitesi Ölçeği (KUİK) kullanıldı. Her katılımcıya araştırmacı tarafından gerekli açıklamalar yapılarak bilgilendirilmiş onam formu imzalatılmıştır. Çalışmaya postlingual dönemde ileri-çok ileri derecede sensörinöral işitme kaybı nedeniyle koklear implant uygulanmış toplam 40 hasta dahil edilmiştir. Katılımcıların yaşları 21-65 arasında değişmekte olup yaş ortalaması 43.60±14.07 olarak hesaplanmıştır. Çalışmaya dahil edilenlerin %55’i kadın, %45’i ise erkektir. Çalışmaya dahil edilen katılımcıların koklear implant kullanma süresi 1-16 yıl arasında değişmekte olup ortalama koklear implant kullanma süresi ise 7.50±3.93 yıl olarak hesaplanmıştır. Katılımcılardan %70’inde koklear implant sağ tarafta iken %30’unda ise sol kulakta idi. Katılımcıların uzaysal algıları daha yüksek, konuşma algıları daha düşük bulunmuştur. Çalışmaya dahil edilen koklear implantlı bireylerin yaşı ile konuşma algısı, uzaysal algı ve işitme kaliteleri arasında ilişki saptanmamıştır. Katılımcıların cinsiyetine, eğitim durumuna göre konuşma algısı, uzaysal algı, işitme kalitesi düzeylerinde anlamlı bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir (p>0.05). Katılımcıların koklear implant kullanma süresi ile konuşma algısı, uzaysal algı ve işitme kaliteleri arasında ilişki saptanmamıştır. Koklear implantın bulunduğu tarafın anlamlı bir farklılığa neden olmadığı görülmüştür.Öğe Şubat Depremleri ve Artçı Sarsıntılar Sonrası Gelişen Deprem Kaygı Düzeyinin Vertigo ve Dizziness Üzerine Etkisi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) DANIŞ, EyüpAmaç: Çalışmamız deprem yaşamış bireylerde meydana gelen deprem kaygı düzeylerinin vertigo ve dizziness semptomları üzerindeki etkisini incelenmek amacıyla yapılmıştır.Öğe 48-72 Aylık İşitme Kayıplı ve Normal İşiten Çocuklarda Fonolojik Farkındalık Becerilerinin Karşılaştırılması(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) ÖCÜ, EsmanurAmaç: Bu çalışmanın amacı işitme kayıplı ve normal işiten erken okuryazarlık dönemindeki çocuklarda fonolojik farkındalık becerilerinin değerlendirilmesi ve karşılaştırılmasıdırÖğe 1-6 Yaş Arası Çocuklarda Tüp Takılmadan Hemen Önce ve Hemen Sonra Abr Testi Sonuçlarının Karşılaştırılması(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) ŞİMŞEK KAMAN, Eda NurOtitis media çocukluk çağı hastalıkları arasında üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra en sık görülen ikinci hastalıktır. Otitis mediası olan çocukların problemlerini önleme veya azaltmada kullanılan yöntemlerden biri de ventilasyon tüpleridir. Takılan ventilasyon tüpü kulak zarında perforasyona neden olacağı için işitme eşiğini ameliyat öncesine göre azaltma ihtimali vardır. Çalışmada değerlendirilen çocukların yaşları küçük olduğundan dolayı işitme eşiği tespiti için odyoloji test bataryasında objektif ve güvenilir test olan ABR testi kullanılmıştır. Ameliyat öncesi ve hemen sonrası yapılan işitme testi ile ventilasyon tüpünün işitmeye olan etkisi incelemek amaçlanmıştır.Öğe İleri Derece Sensörinöral İşitme Kaybının Vestibülooküler Refleks Üzerine Etkisinin Objektif Vestibüler Testler ile Araştırılması(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) KUŞMAN BuşraAmaç: Bu çalışmanın amacı ileri derece sensörinöral işitme kaybının vestibülooküler refleks (VOR) üzerine olan etkisini değerlendirmektirÖğe İşitme Kayıplı Çocuğa Sahip Annelerin Ebeveyn Öz Yeterliği ile Çocuğun Dil Becerileri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) GÜMÜŞ KARAKURT, BuketBu çalışmada 24-48 ay aralığında işitme kayıplı çocuğa sahip olan annelerin ebeveyn öz yeterlik algı düzeyleri ile çocuklarının dil becerisi arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın verileri, 2023 yılında Gaziantep’te yer alan özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde eğitim alan toplam 50 işitme kayıplı çocuk ve bu çocukların annelerinden elde edilmiştir. Örneklem grubu ise çalışmaya dâhil edilme kriterlerine uyan ebeveynler arasından tesadüfi örnekleme yoluyla oluşturulmuştur. Çalışma görüşme yöntemi, anket ve uygulamadan oluşmaktadır (Karma Yöntem). Çalışma esnasında veri toplama araçlarından katılımcı bilgilendirme ve onam formu, demografik bilgi formu, ebeveyn bilgilendirme ve onam formu ve Ebeveyn Öz Yeterlik Ölçeği (EÖYÖ) işitme kayıplı çocuğa sahip annelerden elde edilmiştir. Çalışma esnasında annenin öz yeterlik algılarının demografik ve tanımlayıcı birçok faktörle anlamlı ilişkisinin olup olmadığı incelenmiştir. Yapılan istatistiksel incelemede çocuğun cinsiyeti, çocuğun yaşı, işitme kaybının doğuştan ya da sonradan oluşma durumu, çocuğun ev ortamında özel eğitim alma durumu, annenin yaşı, sosyo-ekonomik durum, işitme engelli çocuğun doğum sırası, annenin çocuk ile günlük geçirdiği sürenin ebeveyn öz yeterliği ile ilişkisi saptanmamıştır. Bunun yanında, annenin ebeveyn öz yeterlik düzeyi ile çocuğun işitme cihazı kullanmaya başlama yaşı, çocuğun ilk ses çıkardığı yaş, çocuğun konuşmaya başlama yaşı, çocuğun aile eğitimine başlama yaşı, çocuğun işitme kaybı seviyesi, annenin çocuk sayısı arasında negatif ilişki olduğu bulunmuştur. Öte yandan annenin ebeveyn öz yeterlik düzeyi ile annenin eğitim durumu, çalışma durumu, sosyal destek alıp almama durumu, çekirdek veya geniş ailede yaşama durumu ile anlamlı derecede ilişki bulunmuştur. Çalışmanın sonucunda ebeveyn öz yeterliği yüksek olan annelerin çocuklarının dil performanslarının da anlamlı derecede yüksek olduğu bulunmuştur.Öğe Bireylerde İşitme Sağlığı ve İşitme Kaybı Farkındalığının Araştırılması(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) ERDEM, Yaprak BeyzaAmaç: İşitme kaybı her zaman tedavi edilemeyen ve önlenemeyen bir hastalık değildir. Özellikle erken tanı ve zamanında müdahale ile çoğu işitme kayıpları önlenebilir niteliğe sahiptir. Bu nedenle toplum sağlığı açısından bireylerin işitme kaybı ve işitme sağlığı hakkındaki bilgi düzeylerinin istenen seviyede olması gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı bireylerin işitme sağlığı ve işitme kaybı farkındalık düzeylerini belirlemektir.Öğe Türklerde Gerçek Kulak Cihazsız Cevabının (REUR) Değerlendirilmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) ÇALIŞKANER, BerruAmaç: Çalışmamızda Türk popülasyonunda elde edilen REUR değerlerinin daha önce farklı popülasyonlardan elde edilen REUR değerleri ile arasında fark olup olmadığını araştırmayı hedeflenmiştirÖğe Çağrı Merkezi Operatörlerinde İşitmenin ve Kan Basıncının İncelenmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) BOZAN, AyşeGürültünün tanımı yapılırken öznellik çerçevesinde hoşa gitmeyen, istenmeyen, rahatsız edici ses olarak bahsedilmektedir. Fizyolojik olarak mevcut ses bireyler arası, bireyin çevresiyle ilişkisi veya bireyin kendi içerisindeki homeostasiyi bozuyorsa o ses artık gürültü olarak tanımlanmaktadır. Çağrı merkezi operatörleri 67-87 dB şiddet aralığında gürültüye maruz kalmaktadır. 80 dB ve üstü şiddette gürültüye maruz kalmak işitme kaybına, sistolik ve diyastolik kan basıncında artışa, kalp atış hızında değişikliğe neden olabilmektedir. Çalışmamızın amacı, çağrı merkezi operatörlerinin kulaklıkla konuşma ile mesleki gürültünün işitme, kan basıncı ve kalp atış hızıyla ilişkisini incelemektir. Çalışmada tüm katılımcılara elektronik sfigmomanometre ile sistolik kan basıncı, diyastolik kan basıncı ve kalp atışı ölçümü; odyometri ile işitme eşiklerinin ölçümü yapılmıştır. Çalışmaya 32’si kadın 28’i erkek 60 çağrı merkezi operatörü ve gürültülü ortamda çalışmayan 31’i kadın ve 29’u erkek 60 birey dahil edilmiştir. Çalışmamızda 1000, 2000, 4000 Hz işitme eşikleri, sistolik kan basıncı, diyastolik kan basıncı ve kalp atışı gruplara göre istatistiksel açıdan anlamlı farklılık göstermektedir (p<0,05). Çağrı merkezi operatörlerinin işitme eşikleri 1000, 2000, 4000 ve 8000 Hz’te kontrol grubuna kıyasla bilateral daha yüksek bulunmuştur. Gruplar karşılaştırıldığında sistolik kan basıncı ve diyastolik kan basıncı operatör grubunda bulunan bireylerde daha yüksekken kalp atış hızı ise kontrol grubunda bulunan bireylerde daha yüksek görülmüştür. Çalışmamızın sonucunda çağrı merkezi operatörlerinde kontrol grubuna kıyasla 1000 Hz ve üstü frekanslarda işitme eşikleri daha yüksek, sistolik ve diyastolik kan basıncı daha yüksek, kalp atış hızı daha düşük gözlenmiştir.Öğe Yetişkinlerde Geniş Bant Timpanometri Bulgularının Normalizasyonu(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) ÇELEBİ, ArzuYetişkinlerde Geniş Bant Timpanometri’nin klinik kullanımını yaygınlaştırarak cinsiyete bağlı normalizasyon verileri oluşturmak amaçlanmaktadır. Çalışmaya, 18-49 yaş arası 116 kadın ve 116 erkek olmak üzere toplam 232 birey dahil edilmiştir. Orta kulak muayene ve fonksiyonları normal olan katılımcılara 226-8000 Hz aralığında Geniş Bant Timpanometri ile Rezonans Frekansı(RF), Timpanometrik Tepe basıncı(TTB), Eş değer kulak kanalı hacmi (Vea) ve Maksimum Absorbans Frekans (MAF) ölçümleri yapılmıştır. Çalışma Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı /Odyoloji Bölümünde Ocak 2023- Nisan 2024 tarihinde yapılmıştır. Geniş Bant Timpanometri ölçümleri her iki kulakta geniş bant klik stimulus kullanılarak 226-8000 Hz ölçümleri Titan (interaacoustics, Denmark) geniş band timpanometri cihazı kullanılarak yapılmıştır.Öğe Koklear İmplantlı Çocuğa Sahip Ebeveynlerin Dijital Farkındalık Düzeyinin Çocuğun Dil Gelişimi Üzerine Etkisinin İncelenmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) Arısoy, Rabiaİçinde bulunduğumuz dijital çağda, bireyin yetiştirilmesinden sorumlu olan ebeveynlere veya ebeveyn denilebilir. Çünkü dijital teknoloji artık nerdeyse hepimizin yaşamında önemli bir parçası haline gelmiştir. Dijital ebeveynlik tanımında “dijital” kavramıyla anlatılmak istenen; oyun, sosyal ilişki kurma, eğlence, araştırma, zaman geçirme gibi hedefler için kullanılan her türlü elektronik aletlerdir. Aşırı medya kullanımı çocuklarda konuşma ve dil bozukluklarına neden olmaktadır. Koklear implantlı çocukların eğitimi ve implant kontrolü ebeveynlere bağlıdır. Bu doğrultuda koklear implantlı çocuğa sahip ebeveynlerin yüksek düzeyde dijital farkındalığa sahip olmaları önemlidir. Bu çalışmanın amacı koklear implantlı çocuğa sahip ebeveynlerin dijital farkındalıklarını belirlemek ve dijital farkındalıklarının dil gelişimi üzerine olan etkisini bulmaktır. Bu araştırmanın örneklemi 4-8 yaş arasında 36 koklear implantlı çocuk ve ebeveynlerinden oluşmaktadır. Çocukların ve ebeveynlerin demografik bilgileri kişisel bilgi formu ile alınmıştır. Çocukların dil gelişimi ‘’Türkçe Erken Dil Gelişim Testi (TEDİL)’’ ile ölçülmüştür. Ebeveynlerin dijital farkındalıkları ise dijital ebeveyn farkındalık ölçeği ile ölçülmüştür. Çalışmamızda anne-babalara yapılan, verimli kullanma, dijital ihmal, olumsuz model olma ve risklerden korunma ölçeği puanları gruplara göre istatistiksel açıdan anlamlı farklılık göstermektedir. Annelerin dijital ebeveyn farkındalık ölçeği puanları babalarınkinden yüksektir. Yüksek dijital farkındalığa sahip ebeveynlere sahip çocukların dil gelişim testi puanları daha yüksektir. Sonuç olarak, yapılan araştırmada ebeveynlerin dijital farkındalığı ve çocuğun dil gelişimi arasında anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.