21. Yüzyılda Uluslararası İlişkiler Işığında Türk Dış Politikasında Açmaz ve Açılımlar

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2024

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Cappadocia University

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

19. yüzyıla iç karışıklıklar, ihtilaller ve reformlarla giren Türkiye, 21. yüzyılın ilk çeyreğinde güçlü bir devlet konumuna yükselmiştir. İkinci Dünya Savaşı döneminde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) liderliğinde iki kutuplu bir dünya düzenine tanıklık edilmiş, Sovyetlerin dağılmasıyla bu sistem sona ermiş ve uluslararası sistem yeniden şekillenmeye başlamıştır. 1990’lar sonrasında Balkanlar’daki krizler, Körfez Savaşları ve 11 Eylül olayları gibi kritik kırılma noktalarına tanıklık etmiştir.

Yenidünya düzeninde geleneksel güvenlik anlayışı değişmiş ve uluslararası sistemin boşluklarıyla birlikte savaşların öngörülemez hale geldiği bir dönem başlamıştır. Küreselleşen dünyada tehditlerin tanımı değişmiş ve bu tehditler, askeri güvenlikten ekonomik, siyasi ve çevresel güvenliğe kadar genişlemiştir.

ABD, “tek kutuplu” bir dünya düzeni istemekte, ancak Avrupa Birliği (AB), Rusya, Çin ve Türkiye gibi aktörler “çok kutuplu” bir düzenin çıkarlarına daha uygun olduğunu düşünmektedir. 21. yüzyılda yeni bir uluslararası sistem inşa edilmekte ve Türkiye bu süreçte önemli bir rol oynamaktadır. Mevcut düzenin adil olmadığını açıkça dile getiren Türkiye, Avrasya’da işbirliği arayışına yönelmektedir. Bu bağlamda Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ve BRICS, çok kutuplu dünyanın simgeleri haline gelmektedir.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Politika, Güvenlik, Küreselleşme

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye