Benjamin Netanyahu ve Ehud Barak Döneminde Türkiye-İsrail İlişkileri ve Türkiye Yahudileri

Yahudiler dünya genelinde her bölgede göçebe ve istenmeyen bir toplum olarak yaşamışlardı. Devletlerin politikaları değiştiği vakit, ilk gönderilen Yahudiler oluyordu. Bu sebeple Yahudiler, kutsal toprak dedikleri Filistin topraklarına gidip kendilerine ait bir devlet kurdular. 1948 yılında İsrail Devleti’nin kurulmasıyla Orta Doğu’da katliam ve kaos başladı. Orta Doğu Bölgesinde 1945-1960 yılları arasında olan Soğuk Savaş döneminde ABD-SSCB’nin bölgede güçlerini yarıştırmaları ilişkilerin dengesini değiştirdi. Türkiye-İsrail arasında yaşanan ilişkileri etkileyen ve yönlendiren iki süper güç olan Sovyet Rusya ve ABD’nin bölgedeki varlıklarıdır. İki devlet arasında ilişkiyi anlamak için bu iki devleti tanımak ve bilmek gerekir. Orta Doğu’da bu iki süper gücün izni olmadan çok fazla hareket etmek sorunlara yol açtı.

Türkiye, İsrail’i ilk tanıyan devletler içerisinde olmasına rağmen Arap Devletlerini de ihmal etmiyordu. 1949’dan 2000’li yıllara kadar barış ve denge anlayışıyla hareket edildi. Ak Parti ilk dönem politikasını sıfır sorun üzerine inşa etse de diğer dönemlerde sert tavrını ortaya koydu. İsrail devlet adamlarından Ehud Barak kimi zaman yumuşak politikalarının yanında diplomasi dilini kullanarak Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak istemiş, Barak sonrası Netanyahu da Türkiyesiz ilerlemek istememiştir. Fakat çok sert politika üretmesi iki devletin birbirine düşmesine sebep olmuştur. Ayrıca çalışmada iki devlet arasında yaşanan krizlerde Yahudilerin tutumları ele alınacaktır.