Değişen Küresel Jeopolitikte Türk-Amerikan İlişkileri.
Dosyalar
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Türk-Amerikan ilişkileri, oldukça kısa bir geçmişe sahip olup Osmanlı döneminde de sınırlı ilişkiler kurulmuştur. Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Birinci Dünya Savaşı’na katılmış olsa da savaş sonrasında kendi içine çekilmiştir. ABD, Soğuk Savaş’ın başlangıcında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne (SSCB) karşı geniş bir savunma hattı oluşturmak isteyen Türkiye’yi kendi yanına çekmek istemiştir. 1950 yılında Kore Savaşı’na asker gönderen Türkiye, 1952 yılında Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) kabul edilmiştir. 1960 yılına kadar U2 Krizi dışında ilişkiler sorunsuz ilerlemiştir. Devamında 1961 Küba Füze Krizi ve Kıbrıs Sorunu ile ilişkilerde ciddi güven sorunları yaşanmıştır. Özellikle 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı silah ambargosu ilişkileri derin bir krize sürüklemiştir. 1980-2000 dönemi nispeten sorunsuz geçmiştir. 2002 yılında Türkiye’de iktidarın değişmesiyle dostane başlayan ilişkiler, Arap Baharı ve Orta Doğu’daki farklı pozisyonlar nedeniyle gerilmiştir. Trump ve Biden dönemlerinde iniş-çıkışlı ilişkiler devam etmiştir. Yeni küresel dengelerde ABD’nin hegemon gücünü bir süre daha devam ettireceği düşünülmektedir. Türkiye’nin ABD ile ilişkilerde hala çıkarlarını gözetmesi gerektiği açıktır. Ancak asıl cevaplanması gereken soru, Türkiye’nin nasıl bir ülke olmak istediği ve bu doğrultuda hangi ülkelerle ne tür ilişkiler kurmak istediğidir