Turizmde Terör Eylemlerine Yönelik Risk Yönetimi

İnsanlığın varoluşundan bu yana, turist hareketlerinin yeryüzündeki en büyük çaplı seyahat hareketleri olduğu bilinmektedir. Küresel trendlerin gösterdiği şey, turizmin yalnızca birçok risk ve sorunla karşı karşıya kalan dirençli bir endüstri olmakla kalmayıp, aynı zamanda kuzey yarım küredeki ülkeler arasında ekono- mik anlamda varlık transferini de sağladığıdır (Maximiliano, 2017). Turizm en- düstrisi birbiriyle ilişkili çok sayıda sektörü kapsayan dinamik bir ortamda faa- liyet göstermektedir. Bu nedenle süreklilik gösteren bir değişim içindedir ve özellikle beklenmedik olay, risk ve krizlere karşı kırılgan ve aşırı hassas bir ya- pıya sahip olduğu bilinmektedir. Krizler, 2020 küresel korona virüs pandemisi gibi sağlık tehditleri, deprem ve sel gibi doğal afetler, ekonomik buhran, siyasi huzursuzluk ve terörizm dahil olmak üzere birçok biçimde ortaya çıkabilmekte- dir. Fuchs ve Reichel (2004, 2010) insan kaynaklı riskler ile doğa tarafından te- tiklenen riskleri iki grupta sınıflandırmak gerektiğini savunmuşlardır. Yazarlara göre suçla, terörle, siyasi istikrarsızlıkla ve hırsızlıkla bağlantılı olaylar bizim ta- rafımızdan üretilirken; afetler, depremler, sel ve iklim değişikliği gibi felaketler dış güçler tarafından belirlenir. Bu açıdan bakıldığında terör saldırıların da ilk grupta yer aldığı görülmektedir.