Atçılık ve Antrenörlüğü - Bildiri Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 4 / 4
  • Öğe
    Kadın ve Erkek Güreşçilerin Stresle Başa Çıkma Düzeylerinin Karşılaştırılması
    (2018) Çetinkaya, Gamze; Kusan, Osman; Mumcu, Hasan Erdem
    Bu araştırmada elit düzeydeki güreşçilerin stresle başa çıkma düzeyleri arasındaki farklılıklar incelenmiştir. Araştırma, milli takımlarda ve süper lig takımlarında yer alan, 104 bayan, 114 erkek toplam 218 güreşçinin gönüllü katılımı ile gerçekleşmiştir. Sporculara Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği anketi uygulanmış ve uygulanan anketler kontrol edildikten sonra, veriler bilgisayar ortamına aktarılmıştır. Araştırmada toplanan verilerin analizinde bilgisayar destekli veri analizi programı kullanılmıştır. Araştırmaya katılan sporcuların cinsiyet ve milli olup olmama durumlarının ortalamalarını karşılaştırmak amacıyla t Testi, yaş gruplarının değerlendirilmesi için Kruskal-Wallis Testli uygulanmıştır. Elde edilen verilerin anlamlılık düzeyi P<0.05 olarak kabul edilmiştir. Sonuçlara bakıldığında cinsiyet farklılığına göre erkeklerin kadınlara göre stresle başa çıkma düzeylerinin daha yüksek olduğunu, yaş değişkenine baktığımızda yaşlarının yükseldikçe stresle başa çıkma düzeylerinin arttığını, yaşlarının düştükçe azaldığını görmekteyiz. Milli sporcuların milli olmayanlara göre stresle başa çıkma düzeylerinin daha yüksek olduğunu, cinsiyetlere göre bakıldığında milli bayan ve erkeklerin milli olmayanlara göre yine stresle başa çıkma düzeylerinin yüksek olduğunu görmekteyiz.
  • Öğe
    Profesyonel Futbolcularda İnterval Antrenman Sonrası Hangi Toparlanma Tekniği Daha Etkilidir?
    (2019) Güllü, Abdullah; Güllü, Esin; Çetinkaya, Gamze
    Futbol karmaşık bir spordur ve oyuncular rekabet edebilir bir seviyede oynamak için yüksek seviyede aerobik ve anaerobik kondisyona ihtiyaç duyarlar. Profesyonel futbolculardaki aerobik kapasite seviyesi, bir maç sırasında yüksek yoğunlukta kat edilen mesafeyle ilişkilidir. Bu nedenle günümüz modern futbolunda hızlı ve etkili bir toparlanma kapasitesine sahip olmak çok önemlidir. Yüksek şiddette interval antrenman (YŞİA) protokolleri, modern antrenman programlarında ve özellikle sporcuların formunu artırmak için futbol gibi takım sporlarında sıklıkla kullanılır. YŞİA protokolleri, tipik olarak yüksek kalp atım hızlarına (KAH) ve yüksek kan laktat (La) seviyelerine yol açtığını göstermektedir. Her YŞİA seansından hemen sonra genellikle aerobik tipte koşu aktivitelerinden oluşan aktif toparlanmanın (AT) uygulanması ile La seviyesinin düşürülmesinde güçlü bir metabolik uyarıcı olabileceği gösterilmiştir. Ancak KAH üzerinde ise pasif toparlanmanın (PT), AT’den daha etkili olduğunu bildiren kanıtlar vardır. Bununla birlikte pasif+aktif kombinasyonu toparlanma (PAT) tekniği, hem KAH hem de La’nın birlikte düşmesinde daha etkili olabileceği hipotezini kuvvetlendirmektedir.
  • Öğe
    Egzersiz Yapma Alışkanlığı Edinmiş 35-45 Yaş Arası Kadınların Stresle Başa Çıkma Düzeyleri
    (2019) Çetinkaya, Gamze; Güllü, Abdullah; Güllü, Esin
    Bu araştırmanın amacı egzersiz yapma alışkanlığı edinmiş 35-45 yaş arası kadınların stresle başa çıkma yollarını arasındaki ilişkiyi analiz etmektir. Araştırmaya 89 kadın üye katılmıştır. Kadınların stresle başa çıkma davranışlarını belirlemek için stresle başa çıkma ölçeği (SBÖ) kullanılmıştır. Araştırma da elde edilen veriler, betimsel istatistik, hotelling T kare ve anova kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmanın sonucunda kadınların stresle başa çıkmada öncelik sırasına göre; birinci önceliği Büyüme-olgunlaşma ve planlı davranış, ikinci önceliği Duygularını kontrol etme, üçüncü önceliği Çaresiz bir şekilde yardım arama, dördüncü önceliği içinde bulunduğu durumu Kabullenme ve en son tercih ettiği yöntem ise kaderci düşünmek ve Duygularını gizlemektir. Kadınlarda genel olarak en fazla kullanılan başa çıkma stratejileri; Büyüme ve olgunlaşma (2.91), Planlı davranış (2.86), Duygu kontrolü (2.69) ve en az kullanılan başa çıkma stratejisi ise gizleme ve saklama (2.17) olarak bulunmuştur. Anova sonuçları incelendiğinde stresle başa çıkabilme özelliklerinin her biri için, egzersiz yapma alışkanlığı kazanmış kadınların kadercilik anlayışının babanın alışkanlığına göre, duygularının kontrol edebilmesinin dini vecibelerini yerine getirme düzeyine göre, planlı davranabilmesinin annelerinin öğrenim durumuna göre ve bir kamu kurumunda çalışıp çalışmamasına göre anlamlı farklılıklar gösterdiği söylenebilir.
  • Öğe
    Rekreatif Etkinlik Olarak Yüzme Egzersizinin Menapoz Sonrası Kadınlarda Beden İmaji Düzeylerinin İncelenmesi
    (2020) Güney, Gamze; Kusan, Osman; Güllü, Esin
    Kadınlar için “menopoz dönemi” mutlak geçirmek zorunda oldukları biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin bulunduğu karmaşık bir süreçtir. Kadınların bu süreçte pek çok yönden etkilendikleri bilinmektedir. Menepoz dönemlerinde karşılaştıkları uyku bozuklukları, yorgunluk, ağrı ve sızılar, değişmiş bilişsel işlevlerin yanı sıra pelvik iç organları destekleyen bağ dokusundaki zayıflama, kas iskelet sistemindeki kaçınılmaz değişiklikler, osteoporoz, postürel disfonksiyon gibi sorunlardan dolayı dış görünümlerinde ve beden algılarında değişimler olmaktadır. Bu dönemde ki kadınların beden imajı algılarının farkına varmaları ve rekreatif etkinlik olarak yüzme egzersizi sonrası beden imajı düzeylerinde ki değişimin farkında olmaları amaçlanmıştır. Araştırma Nevşehir ilinde yer alan GSGM yüzme havuzuna kayıtlı basit tesadüfi örnekleme yöntemi ile seçilmiş 50-60 yaş arasındaki postmenapozlu 30 kadınla gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak Vücut Algısı Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Araştırma da ilişkisel tarama modeli ve anket tekniği kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen verilere Korelasyon, Anova, T testi ve Ki-Kare Analizi uygulanmıştır. Çalışmada, katılımcıların vücut algı puanı 60-118 arasında değiştiği tespit edilmiş olup buna göre katılımcılar vücudun bölümlerinden veya işlevlerinden memnun oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Katılımcıların %80’ni postmenapoz nedeniyle dış görünüşünde değişiklik olduğunu ve bu meydana gelen değişikliklerden de rahatsız olduğunu beyan etmiştir. Katılımcıların dış görünüşünde meydana gelen değişiklikler, % 50 Kilo almak, % 23,3 Yürüyüş bozukluğu, % 16,7 El, el bileği eklemlerinde şekil bozukluğu biçiminde sıralanırken %10’unda da şekil bozukluğu olmadığı tespit edilmiştir. Meydana gelen bu değişiklikler ile beden imajı arasında anlamlı bir ilişki bulunmuş olup daha çok katılımcıları, cinsel yaşam değişikliği rahatsız ettiği sonucu da elde edilmiştir.