Türkiye’nin Taraf Olduğu Uluslararası Sözleşmeler Çerçevesinde Göç Politikalarının Göç İdareleri Kurumları ile Uyumluluğu
Dosyalar
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Dünyanın değişen toplumsal ve sosyal yapısının günümüz uluslararası sistemine kazandırdığı olumsuz etkilerden birisi göç hareketleridir. Mevcut sistemin başat aktörü olarak halen yerini koruduğu bilinen ulus devlet yapısının “tehdit” algısında yeniden yerini alan göç hareketleri güvenlik haricinde sosyal bilimlerin konusu ve inceleme alanı olarak da gündeme oturmuş durumdadır. Belirtmek gerekir ki; artık sadece silahlı çatışmalar değil ilkim şartları, doğal afetler, salgın hastalıklar da dünya genelinde göç olgusunun sebepleri olarak sıralanmaktadır. Devletlerin yaşanan göç hareketlerine karşı ilk olarak vermiş oldukları tepkiler uluslararası hukukun bazı alanlarında yaratılmış sözleşmeler ile kendini göstermiştir. Sözleşmenin tarafı olan devletlerin sözleşmenin uygulama alanı bulabilmesi için; devlet egemenliği, sınır güvenliği, vatandaş ve yabancı ayrımının yapılması gibi devletin egemen olduğu alanda yine devlet tarafından iç hukuk kurallarıyla düzenlenmek zorunluluğunu yaratmıştır. Hukuk her alanı ile yaşayan, gelişen, değişen organik bir yapıdır. Türkiye Cumhuriyeti de bu minvalde yaratmış olduğu yeni hukuki düzenlemelerle göç hareketlerinin düzensizliğinden kaynaklanan güvenlik sorunlarına etkin müdahale etmek, vatandaşını düzensiz göçten korumak, sınırlarının güvenliğini sağlamak gibi birçok hedefi yerine getirmeye çalışmaktadır. Bilinen o ki; hukuk sadece yaratılmak ve yazılı hale getirilmekle değil uygulamakla kıymet görür. Her ne kadar yaratılan kanunda birtakım açıklar söz konusu olsa da uygulamadan kaynaklanan sorunlar bu açıkların önüne geçmemekte ve kanunun boşluklarını daha görünür kılmaktadır. Buradan yola çıkarak Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK) olarak adlandırılan 04. 04. 2013 tarihinde kabul edilerek 11. 04. 2013 yılında 28615 Sayılı Resmî Gazetede yayınlana yeni kanun düzenlemesinde de birtakım sorunların varlığı gözden kaçmamaktadır. YUKK, her ne kadar etkin ve birçok göç sorununu iyileştirmeye yetkin olsa da örneğin; yabancılar hakkında verilen idari gözetim kararlarının adli bir yargı mercii olan Sulh Ceza Hakimlikleri tarafından incelenerek karara bağlanması gibi uygulamadaki birtakım sorunlar nedeniyle hukuki karışıklıkların yaşanmasına engel olamamaktadır. Kanundaki bu uygulamalar sorunların kümeleşmesine ve hedeflenen kontrollü göç ve güvenlik konularında ya bir sekte yaşanmasına ya da kanunun etkin uygulanmasına engel teşkil etmektedir.