Dil ve Konuşma Terapisi Anabilim Dalı - Yüksek Lisans Tez Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Listeleniyor 1 - 20 / 68
Öğe Türkçe Konuşan Ses Bozukluğuna Sahip Bireylerin Seslerine Yönelik Kendi Algıları ve Dinleyici Algıları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) BAYRAM, SelçukGüven, insan etkileşiminin temel unsurlarındandır. Birisiyle ilk tanıştığımızda o kişiye güvenip güvenmeme konusunda ön yargılarda bulunuruz. İnsan sesi güven algısı için önemli bir etkendir. Literatürde insan sesine yönelik dinleyici algısı üzerine çalışmalar yapılmıştır. Türkçe konuşan bireylere yönelik dinleyici algısı hakkında yapılmış oldukça sınırlı çalışma vardır. Bu çalışmanın amacı ses bozukluğunun hasta ve dinleyici algısını nasıl etkilediği görmek ve algılar arasındaki ilişkileri incelemektirÖğe Türkiye’deki Dil Ve Konuşma Terapistlerinin Çalışma Yerlerine Göre Yaşam Kalitesi Ve Mesleki Doyum Arasındaki İlişkinin İncelenmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) YAVUZ, Muhammed RıfatAraştırmada dil ve konuşma terapistlerinin çalışma yerlerine göre yaşam kalitesi ile mesleki iş doyum düzeylerinin aralarındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca hangi demografik özelliklerinin mesleki iş doyumu ve yaşam kalitesi düzeyleri açısından fark oluşturup oluşturmayacağı da belirlenmeye çalışılmıştır.Öğe Türkçe Konuşan 10-12 Yaş Arası Özel Öğrenme Güçlüğü Olan ve Olmayan Çocukların Alıcı Dil, Sesletim ve Sesbilgisel Becerilerinin Karşılaştırılması(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) GÜLCE, ŞeymaAraştırmamızın amacı 10-12 yaş aralığında Özel Öğrenme Güçlüğü tanısı olan bireylerin dil ve konuşma becerileri açısından değerlendirilmesi ve normal gelişim gösteren bireyler ile karşılaştırıp farklılıkların olup olmadığını tespit etmektir. Araştırmanın katılımcılarını 20 ÖÖG tanılı birey ve 20 kontrol grubu oluşturmuştur. Araştırmamız için sesletim becerilerini değerlendirebilmek için Ankara Artikülasyon Testi (AAT), sesbilgisel becerilerini değerlendirebilmek için Sesbilgisel Farkındalık Kontrol Listesi (SFKL) ve alıcı dil becerilerini değerlendirebilmek için Peabody Resim Kelime Testi kullanılmıştır.Öğe Kekemeliği Olan 12-18 Yaş Arası Çocuk ve Ergenlerin Pandemi Sürecinde Yaşadıkları Duygu ve Tutum Değişimlerinin İncelenmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) DİCLE ABAKAY, ŞevvalKekemelik duygu, davranış ve bilişle alakalı sonuçlara neden olan karmaşık, iletişimi sekteye uğratan, çok unsurlu bir iletişim bozukluğudur. Kekemelik, duygu ve tutumlar ile birlikte ele alınmalıdır. Duygu ve tutumlar ise yaşanan anlara göre değişmektedir. Bu araştırmada, kekemeliği olan 12-18 yaş arasındaki bireylerin pandemi öncesi ve pandemi sonrası duygu ve tutumları incelenmiştir. Araştırmaya kekemeliği olan ancak kekemeliğe ek herhangi bir tanısı bulunmayan 80 kişi dahil edilmiştir. Verilerin toplanması amacıyla demografik bilgi formu ve CALMS-TR değerlendirme aracının afektif bileşen bölümü kullanılmıştır. CALMS-TR ölçeği alt boyutları için normal dağılıma uygunluk analizi Kolmogorov Smirnov testi ile gerçekleştirilmiştir. CALMS-TR Ölçeği alt boyutlarının pandemi öncesi ve sonrası karşılaştırmaları eşlenik örneklem t testi ile karşılaştırılmıştır. Demografik özelliklere göre pandemi öncesi ve sonrası karşılaştırmalarda Wilcoxon testi ile karşılaştırılmıştır. Araştırmanın bulguları pandemi öncesi ve sonrasına göre alt boyut puanlarının tüm boyutlarda istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde farklılaştığını göstermiştir (p<0,05). Kekemelikle ilgili olumsuz duygular alt boyut puan ortalamalarının pandemi sonrasında, pandemi öncesine göre anlamlı derecede yüksek olduğu, pandemi sonrasında kekemelik ile ilgili olumsuz duyguların arttığı belirlenmiştir. Cinsiyete göre pandemi öncesi ve sonrası alt boyut puan ortalamalarının karşılaştırılmasında kızlarda ve erkeklerde kekemelikle ilgili olumsuz duygular alt boyutunda pandemi sonrası puan ortalamasının, pandemi öncesi puan ortalamalarına göre anlamlı derecede yüksek olduğu belirlenmiştir (p<0,05). Çalışmaya katılan tüm katılımcıların pandemi sonrası puan ortalamaları pandemi öncesine göre anlamlı olarak arttığı (p<0,05), bu durumun kekemelikle ilgili olumsuz duygu ve tutumları da arttırdığı saptanmıştır. Buna göre kekemeliğe karşı duygu ve tutumun sosyallikle ve çevreyle kurulan iletişimle anlamlı bir şekilde ilişkisi olduğu söylenebilir. Bulgular ilgili alanyazın doğrultusunda tartışılmıştır.Öğe Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinde Çalışan Psikolog ve Psikolojik Danışmanların Çocuklardaki Dil ve Konuşma Bozukluklarına Yönelik Tutum Ve Bilgilerinin İncelenmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) AYDOĞDU, SerminDil ve konuşma terapistlerinin, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde verilen hizmetlerde sürece eşlik eden psikolog ve psikolojik danışmanlar ile yapacağı iş birliği dil ve konuşma bozukluklarının erken tespit edilmesinde ve müdahale sürecinde önemli rol oynamaktadır. Çalışmanın amacı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde çalışan psikolog ve psikolojik danışmanların cinsiyet, yaş, hizmet süresi ve dil ve konuşma bozukluğu öğrencisi bulunması değişkenleri göz önünde bulundurularak dil ve konuşma bozukluğuna yönelik tutum ve bilgi düzeylerinin ortaya koymaktır. Çalışma, Marmara Bölgesi’ndeki, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde 2023-2024 eğitim öğretim döneminde aktif olarak çalışan ve çalışmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 174 psikolog ve 106 psikolojik danışmandan oluşan örneklem ile yürütülmüştür. Katılımcılara “Kişisel ve Sosyodemografik Bilgi Formu” ve “Dil ve Konuşma Bozukluklarına Yönelik Tutum ve Bilgi Anketi” çevrimiçi ortamda uygulanmıştır. Çalışmanın sonucunda özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde çalışan psikologların ve psikolojik danışmanların dil ve konuşma bozukluğu olan çocukların akademik/sosyal başarısına ve dil ve konuşma terapisi gereksinime yönelik tutum alt boyut puan ortalamalarının ve toplam puan ortalamalarının yüksek olduğu saptanmıştır. Psikolojik danışman ve psikologlarda yaş, tecrübe süresi, çalıştıkları kurumda konuşma bozukluğu olan çocuk olup olma değişkenlerine göre anlamlı bir fark olmadığı tespit edilmiştir (p>0,05). Çalışmanın sonuçları doğrultusunda özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde hizmet alan dil ve konuşma bozukluğu olan öğrenciler için belli aralıklarla, dil ve konuşma terapisti ve kurumda görev alan psikolog veya psikolojik danışmanların bir araya geldiği, bireyin terapi süreci hakkında görüşüldüğü önleyici ve müdahaleci çalışmalara ihtiyacı olup olmadığının belirlendiği multidisipliner çalışmayı destekleyecek toplantılar düzenlenmesi önerilmektedir.Öğe KEKEMELİĞİ OLAN ERGENLERİN KEKEMELİK TERAPİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN TUTUM VE GÖRÜŞLERİ(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) İpek, Melisa BegümBu çalışma, kekemelik tedavi yöntemlerinin ergen bireyler üzerindeki etkilerini incelemeyi amaçlamaktadır. Kekemelik, bireyin sosyal ve akademik yaşamını olumsuz etkileyen bir konuşma bozukluğudur. Araştırma, 13-19 yaş aralığında kekemelik yaşayan 114 ergen üzerinde gerçekleştirilmiştir. Katılımcılar, dil ve konuşma terapistleri ile odyologlardan tedavi almış bireylerden oluşmaktadır. Çalışmada kullanılan tedavi yöntemleri arasında istemli kekemelik, duyarsızlaşma, kontrollü nefes, yumuşak başlangıç ve yavaş konuşma teknikleri yer almaktadır. Araştırma kapsamında, katılımcıların bu yöntemlere yönelik memnuniyet düzeyleri ve tedavi süreçlerindeki deneyimleri değerlendirilmiştir. Veriler, anketler ve yarı yapılandırılmış mülakatlar yoluyla toplanmış ve SPSS yazılımı ile analiz edilmiştir. Sonuçlar, kontrollü nefes ve yavaş konuşma tekniklerinin katılımcılar arasında en yüksek memnuniyet oranlarına sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca, terapi sürecinden memnun olan katılımcıların kaygı düzeylerinin daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Cinsiyet ve yaş gibi demografik faktörlerin, tedavi yöntemlerine yönelik tutumlarda ve kaygı düzeylerinde anlamlı etkileri olduğu bulunmuştur. İstatistiksel analizler, istemli kekemelik ve kontrollü nefes metotlarının, terapi memnuniyetinde anlamlı farklar yarattığını göstermektedir. Ancak, duyarsızlaşma ve yumuşak başlangıç metotlarının kaygı düzeyleri üzerinde belirgin bir etkisi bulunamamıştır. Araştırmanın bulguları, kekemelik tedavisinde bireysel farklılıkların ve kişiselleştirilmiş tedavi planlarının önemini vurgulamaktadır. Bu çalışma, kekemelik tedavisinde kullanılan yöntemlerin etkinliğini değerlendirerek, terapistlere ve ailelere rehberlik etmeyi amaçlamaktadır. Araştırma, kekemelik tedavisine yönelik gelecekte yapılacak çalışmalara da ışık tutmayı hedeflemektedir.Öğe Lise Öğretmenlerinin Kekemelik Hakkındaki Tutumu – Isparta Örneği(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) ÇİÇEK, Elif Nurİletişim, bireyler arasındaki tüm davranış, düşünce ve hislerin aktarımını sağlayan bir süreçtir. İletişimin sekteye uğramasında konuşma bozuklukları büyük rol oynamaktadır. Kekemelik; konuşma akışındaki problemlerle özdeşleşmiş tekrarlar, bloklar, uzatmalar, duraklamalar ve eklemelerle karakterize bir konuşma bozukluğudur. Kekemelik, sıklıkla yanlış yorumlanmakta olup toplum tarafından olumsuz tutum ve damgalara maruz bırakılan önemli bir engel olarak ortaya çıkmaktadır. Bu sebepler ile kekemeliği olan bireyler akademik, sosyal ve özel hayatlarında zorluk yaşamaktadırlar. Bu araştırmada, kekemeliğe ve kekeleyen bireylere karşı lise öğretmenlerinin tutumlarının ölçülmesi amaçlanmış, Isparta il merkezindeki liselerde görev yapan 210 lise öğretmeni araştırmaya dahil edilmiştir. Veri toplamada Kişilik Özellikleri Hakkında Kamuoyu Tutumunun Ölçülmesi-Kekemelik (POSHA-S) kullanılmıştır. Cinsiyet ve yaş değişkenlerinin olumlu yanıt ortalamalarında anlamlı fark bulunurken (p<0,05) ; medeni durum, çocuk varlığı, eğitim düzeyi, çalışma süresi ve gelir düzeyi değişkenlerinin ortalamalarında anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır (p>0,05). Öğretmenlerin kekemelik ve kekemeliğe dair olumlu ve olumsuz yanıt ortalamaları arasında anlamlı farklılık olduğu belirlenmiştir (p<0,05).Olumlu yanıt puan ortalamaları, olumsuz yanıt puan ortalamalarından yüksek bulunmuştur. Bu bağlamda, lise öğretmenlerinin kekemeliğe ve kekemeliği olan bireylere yönelik tutumlarının olumlu olduğu belirlenmiştir.Öğe 18-24 Yaş Aralığında Kekemeliği Olan Bireylerin Kendi Kekemeliklerine Karşı Öz Tutumlarının İncelenmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) ERDOĞAN, Fatma SenaKekemelik; konuşma akıcılığını bozan, toplum içinde çeşitli damgalamalara sebep olan, özel, sosyal, akademik, iş hayatlarında çeşitli zorluklarla karşılaşmasına neden olan yaygın bir konuşma bozukluğudur. Bu çalışmada kekemeliği olan 18-24 yaş aralığındaki bireylerin kendi kekemeliklerine karşı öz tutumlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya kekemeliği bulunan 200 kişi dahil edilmiştir. Katılımcılara demografik bilgi formu ve WASSP-TR (Kekemeliği Öz Değerlendirme Ölçeği) Ölçeği uygulanmıştır. Kekemeliği olan ergen ve yetişkinlerde kekemelik ile ilgili eğitim/terapi alanların kekemelik ile ilgili eğitim/terapi almayanlara oranla daha olumlu tutum sergilediği tespit edilmiştir (p<0,05). Eğitim düzeyi arttıkça düşünceler ve kaçınma boyutunda anlamlı farklılık tespit edildiği bulunmuştur (p<0,05). Kekemeliği olan ergen ve yetişkinlerin kendi kekemeliklerine karşı öz tutumlarının olumsuz olduğu tespit edilmiştir (p<0,05). Kekemeliği olan bireylerin kekemeliklerine karşı öz tutumlarının olumlu hale getirilebilmesi amacıyla zamanında terapi alması ve gerek dil ve konuşma terapistleri gerekse farklı kişiler ve kaynaklardan toplumun bilinçlendirilmesi önerilmektedir.Öğe İlk ve Ortaöğretim Kurumlarında Görev Yapan Öğretmenlerin Kekeme Öğrencilere İlişkin Tutumlarının İncelenmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) KANDEMİR, Alaaddin.Kekemelik, konuşmanın akıcılığının normalin dışında yüksek sıklık ve sürede sekteye maruz kalmasıdır. Söz konusu kesintiler, genellikle sesletim, seslerin uzatılması, tek heceli sözcük tekrarı, hece ve ses veya hava akımındaki bloklar halinde görülmektedir. Bu araştırmada, ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında görevli olan öğretmenlerin, kekeme öğrencilere yönelik tutum ve algılarını incelemek amaç olarak belirlenmiştir. Belirlenen amaç doğrultusunda, konu ile ilgili literatür içerisinde yer alan daha öncesinde gerçekleştirilmiş olan araştırma ve çalışmalara göz atılmıştır. Gerçekleştirilen literatür taraması sonucunda konuyla ilgili bilgi ve başlıklara araştırma içerisinde yer verilmiştir.Öğe Türkçe Konuşan Normofonik Sese Sahip Yetişkinlerde Praat Yazılımı Kullanılarak Sesin Normatif Akustik Değerlerinin Belirlenmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) SARIGÜZEL, BurcuYetişkinlerde larenks ve sesin akustik özelliklerinde gelişim süreçleri boyunca meydana gelen değişikleri anlamak için yetişkin popülasyona ait norm çalışmalarının gerekliliği öne çıkmaktadır. Çalışmamızda, Türkçe konuşan 18-70 yaş arasındaki yetişkin bireylerde normatif veri oluşturulması ile yaş ve/veya cinsiyete bağlı değişkenlik gösteren zamana ve frekansa dayalı akustik verilerin elde edilmesi amaçlanmıştır. Çalışmamıza 18-70 yaş arasında normofonik sese sahip 123 yetişkin katılımcı dahil edilmiştir. Grup I; 18-30 yaş (32), Grup II; 31-40 yaş (24), Grup III; 41-50 yaş (24); Grup IV; 51-60; yaş (22) ve Grup V; 61-70 yaş (19) olmak üzere beş grup oluşturulmuştur.Öğe İşitme kaybı yaşayan kişilerde ses akustik parametrelerinin anlaşılırlığa olan etkisi,(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) HASÖZLER BAL, BegümBu araştırma da işitme kaybı tipi ve derecesi farklı olan bireylerde, seçilen üç ünlü sesin fonasyon parametrelerine bakılarak karşılaştırma amaçlanmıştır. İşitme engelli bireylerin kronolojik yaşları, Ankara Artikülasyon Test (AAT) yaşı ve rehabilitasyon süresi ile konuşma anlaşılırlığı arasındaki ilişkileri incelenmiştir. Araştırmaya, 7-12 yaş grubu 30 işitme engelli birey katılmıştır. Katılımcıların %26,7’si Orta derece sensörinöral işitme kaybı, %26,7’si Çok ileri derece sensörinöral işitme kaybı, %23,3’ü ileri derece sensörinöral işitme kaybı ve %23,3’ü mikst tip işitme kaybından oluşmaktadır. Ünlü seslerin akustik analizi için PRAAT (Version 4.4.20) programından yararlanılmıştır. Ankara Artikülasyon Testi (AAT) kullanılarak konuşma anlaşılırlıklarına bakılmış, eğitim süreleri hakkında bilgi toplanmıştır. Çalışma sonucunda Orta derece işitme kaybı olan katılımcıların APQ fonasyon (a,e,i) süreleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı farklılık vardır (p<0,05). İleri derece işitme kaybı olan katılımcıların Temel frekans fonasyon (a,e,i) süreleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı farklılık vardır (p<0,05). Tüm tanı türlerinde katılımcıların eğitim süreleri ile AAT test yaşı arasında istatistiksel olarak pozitif yönlü anlamlı ilişki bulunmaktadır (p<0,05). Tüm tanı türlerinin HNR fonasyon (a,e,i) süreleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı farklılık vardır (p<0,05). Alanyazı da bu konu hakkında çalışmalara bakıldığında işitme engelli bireylere uygulanan ses analizleri ve anlaşılırlık düzeylerini ölçmeye yarayan farklı testler kullanılmıştır. Bizim çalışmamızda işitme kaybı tipi ve derecesi farklı olan bireylerde, seçilen üç ünlü sesin fonasyon parametrelerine bakılarak karşılaştırılmış, bireylerin kronolojik yaşları, Ankara Artikülasyon Test (AAT) yaşı ve rehabilitasyon süresi ile konuşma anlaşırlığı arasındaki ilişki incelenmiştir. Çalışmadaki amaç, işitme engelli bireylerin dil ve konuşma bölümündeki literatürünü genişletmektir.Öğe Okul Öncesi Kekemeliği Olan ve Olmayan Çocukların Ebeveyn Tutumlarının Duygu Düzenleme Becerisi Üzerindeki Etkisinin Karşılaştırılması(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) Yetkin, BengisuBu çalışmanın amacı 4-6 yaş arası kekemeliği olan ve olmayan çocukların ebeveyn tutumlarının duygu düzenleme becerisi üzerindeki etkisinin karşılaştırmalı olarak incelenmesidir. Bu amaç doğrultusunda araştırmaya 4-6 yaş aralığında 30 kekemeliği olan ve 30 kekemeliği olmayan toplamda 60 çocuk ve ebeveyni dahil edilmiştir. Araştırma verilerinin toplanmasında “Kişisel Bilgi Formu’’, çocukların duygu düzenleme becerilerini ölçen “Duygu Düzenleme Ölçeği (DDÖ)’’, ebeveyn tutumlarını belirleyen “Ebeveyn Tutum Ölçeği’’ kullanılmıştır. Çalışmadan elde edilen veriler SPSS 26.0 paket programı ile analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda, kekemeliği olan ve olmayan çocukların değişkenlik/olumsuzluk ve DDÖ toplam puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur. Kekemeliği olan çocuklar ile olmayan çocukların duygu düzenleme kontrol puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır. Çocukların ebeveynlerinin yaş gruplarına göre duygu düzenleme kontrol puanları açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu gözlemlenmiştir. Çocukların yaşlarına ve cinsiyetlerine göre kekemeliği olan ve olmayan çocukların duygu düzenleme ölçek puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Çalışmadan elde edilen bulgular, kekemeliği olan ve olmayan katılımcı çocukların ebeveyn tutum puanları açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığını göstermektedir. Ebeveynlerin demografik özelliklerine göre yapılan analizlerde kekemeliği olan ve olmayan çocukların arasında ebeveyn tutumları puanları açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır. Kekemeliği olan çocukların ebeveynlerinin Ebeveyn Tutum Ölçeği (ETÖ) puanlarının DDÖ puanları üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etki oluşturmadığı gözlemlenmiştir. Kekemeliği olmayan çocukların ebeveynlerinin ETÖ puanlarının duygu düzenleme ölçek puanları üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi olduğu bulunmuştur. Otoriter tutumun DDÖ toplam puanı ve değişkenlik/olumsuzluk puanı üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi olduğu bulunmuştur.Öğe 3-6 Yaş Aralığında Olan Çocukların Duygu Düzenleme Becerileri İle Mizaç Özellikleri Ve Ebeveyn Tutumları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) GÖK,BetülBu araştırmada 3-6 yaş aralığında olan çocukların duygu düzenleme becerileri ile mizaç özellikleri ve ebeveyn tutumları arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubu 3-6 yaş aralığında olan 106 çocuğu kapsamaktadır.Öğe 60-72 Aylık Konuşma Sesi Bozukluğu Olan ve Olmayan Çocuklarıni Görsel Algı ve Erken Okuryazarlık Becerilerinin İncelenmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) GÜLER, CerenKonuşma sesi bozukluğu, konuşma seslerinin üretilmesi ve kazanımında dikkatle bakılacak bir gecikme durumuna ve çocuğun dil ile ilgili sistemindeki fonolojik alanda hatalar olarak tanımlanır. Okul öncesi eğitimde görsel algı becerilerinin gelişmesi, okul döneminde öğrenilen okuma ve yazma becerileri için bir ön hazırlık oluşturur. Bu ön hazırlıkta oluşan gecikmeden kaynaklı ileriki zamanlarda okuma-yazma becerileri etkilenebilmektedir. Çocuklar okuma-yazma becerilerini, aritmetik yapabilmeyi ve okul yaşamında başarı gösterebilmeleri için gerekli görülen bütün becerileri görsel algılamadaki yetenekleri ile öğrenmektedirler. Erken okuryazarlık becerileri, okuma ve yazma becerilerinin gelişimsel öncüleri olan bilgi, beceri ve tutumlardan oluşmaktadır. Bu araştırma da 60-72 aylık konuşma sesi bozukluğu olan ve olmayan çocukların erken okuryazarlık becerileri ile görsel algıları arasında ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya 60-72 aylık, 25’i konuşma sesi bozukluğu olan ve 25’i konuşma sesi bozukluğu olmayan ayrıca başka herhangi ek bir tanısı bulunmayan toplam 50 çocuk dahil edilmiştir.Öğe Din Görevlilerinde Ses Hijyeni Eğitiminin Ses Üzerine Olan Etkisinin İncelenmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) Hanbal, ElifBu araştırmada Müslüman din görevlilerine videokonferans ile verilen ses hijyeni eğitiminin akustik ve subjektif ses ölçümleri üzerindeki etkisini değerlendirmek amaçlanmıştır. Araştırmanın katılımcıları 26 Müslüman din görevlisinden oluşmaktadır. Katılımcılara 2 seans videokonferans ile ses hijyeni eğitimi verilmiş ve bu süreçte, 4 hafta boyunca ses hijyeni programını uygulamaları istenmiştirÖğe Okul Öncesi Dönemdeki Dudak Damak Yarıklı Çocukların Genel Gelişimlerinin ve Dil Becerilerinin Tipik Gelişim Gösteren Çocuklarla Karşılaştırmalı Olarak incelenmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) ÖZCAN, EmelBu çalışma, okul öncesi dönemdeki 48-59 aylık dudak damağı yarığı olan çocuklar ile tipik gelişim gösteren çocukların genel gelişim özelliklerini ve dil becerilerini karşılaştırmalı olarak incelemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın modeli nicel araştırma yöntemlerinden kesitsel karşılaştırma yöntemidir. Veri toplama sürecinde Ebeveyn bilgilendirme ve Onam Formu, Demografik Bilgi Formu, Denver il Gelişimsel Tarama Testi ve Türkçe Erken Dil Gelişimi Testi (TEDİL) kullanılmış ve istatistiksel analizler IBM SPSS Versiyon 26.0 istatistiksel paket programı ile yapılmıştır. Sonuç olarak 48-59 aylık dudak damak yarıklı çocukların genel gelişim geriliği prevelansı % 70 olarak bulunmuştur. Kontrol grubunun tamamı normal gelişim gösterirken DDY'li çocukların %60'ı dil, %40'ı kaba motor, %30'u ince motor ve% 20'si kişisel-sosyal alanında yaşıtlarının altında performans sergilemiştir. Normal gelişim gösteren çocuklarla karşılaştırıldığında ise dil ve kaba motor alanlarında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık bulunmuştur. TED İL puanlarına bakıldığında kontrol grubunun alıcı ve ifade edici dil standart puanlarının ve eşdeğer yaşlarının çalışma grubuna göre anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu görülmüştür. Çalışma grubunun Denver il ve TEDİL sonuçları karşılaştırıldığında ise aralarında istatiksel açıdan anlamlı bir fark bulunamamıştır.Öğe Yoğun Bakım Ünitesinde Çalışan Hemşirelerin Dil Ve Konuşma Terapistinin Yutma Bozukluğundaki Rolü Hakkındaki Farkındalık Düzeylerinin Belirlenmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) ÖZDEMİR, Esma BetülAmaç: Dil ve konuşma terapistleri yutma bozukluğu olan hastalarla çalışırken, disfajiye farklı disiplinlerin bakış açısından bakabilmek, bozukluğun olası etkilerini kabul etmek için multidisipliner çalışmaya odaklanmaktadır. DKT ile iş birliği yapan hemşireler hakkında yayınlanmış çalışmaların yetersiz kaldığının görülmekte ve yayınlanmış çalışmalarda DKT'nin rolü ve uygulama kapsamına ilişkin bilgi eksikliği ve yetersiz farkındalık düzeyleri olduğuna dair kanıtlara ulaşılmaktadır. Araştırmanın amacı; yoğun bakım ünitesinde çalışan hemşirelerin ülkemizde yeni gelişmekte olan dil ve konuşma terapisi mesleğinin disfajideki rolüne dair farkındalığını belirlemektir.Öğe 6-8 Yaş Aralığındaki Kekemeliği Olan ve Olmayan Fonolojik Farkındalık Becerilerinin Karşılaştırılması(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) SEVİLGEN, GülFonolojik farkındalık sözcüğün anlamından bağımsız ve bilinçli olarak, konuşulan dilin ses yapısına ilişkin sesleri tanıma, ayırt etme, bölme ve ortak seslerden oluşan sözcükleri fark etme şeklinde analiz yapabilme becerisini kapsamaktadır. Kekemelik dilin sadece akıcılığında değil bazı araştırmalarda fonolojik farkındalık becerilerinin de etkilendiği bulunmuştur. Bu amaç doğrultusunda kekemeliğin fonolojik farkındalık becerilerini ne derece etkilediğini ölçmek için bu tez çalışmasında Türkçe konuşan 6;0-8;11 yaş aralığındaki kekemeliği olan (KO) 20 ve kekemeliği olmayan (KOLM) 20 çocuğun fonolojik farkındalık becerilerinin karşılaştırılmıştır. Araştırma betimsel karşılaştırmalı model kullanılarak yürütülmüştür. Araştırmanın veri toplama aracı, Fonolojik Farkındalık Testi’dir. Elde edilen veriler SPSS 26 paket programı ile analiz edilmiştir. Fonolojik Farkındalık Testi toplam skorları ve testte bulunan alt ölçekler (sözcük sayma, sözcük atma, sözcük birleştirme, sözcük ayırma (sözcük farkındalığı), kafiye ayırt etme, kafiye üretme (kafiye farkındalığı), hece bölme, hece silme (hece farkındalığı), fonem ayırt etme, baştaki fonemi bulma, sondaki fonemi bulma, fonem birleştirme, fonem bölme, fonem silme, fonem ekleme, fonem değiştirme (fonem farkındalığı) gruplar arası karşılaştırılmıştır. Araştırma bulgularına göre kekemeliği olmayan çocukların ortalama puanları kekemeliği olmayan çocuklardan daha yüksek çıkmasına rağmen sözcük farkındalığı toplam puanı, sözcük sayma ve baştaki fonemi bulma görevleri dışında diğer alt ölçeklerde ve toplam skorda istatistiksel olarak anlamlı fark çıkmamıştır (p<0,05). Kekemeliği olan çocuklar sözcük sayma, baştaki fonemi bulma ve sözcük farkındalığı toplam puanlarında akranlarına göre daha düşük performans göstermiştir. Araştırma bulguları, kekemeliği olan çocukların toplam skorları arasında anlamlı bir sonuç çıkmamasına rağmen alt ölçeklerdeki performans göz önüne alındığında kekemeliği olan çocukların fonolojik farkındalık becerilerinin göz önünde bulundurulmasının önemi vurgulanmıştır.Öğe 5-7 Yaş Konuşma Sesi Bozukluğu Olan Çocukların Anlatı Becerileri, Sözel Çalışma Bellekleri ve Psikososyal Özelliklerinin İncelenmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) EVEREKLİOĞLU, GüldehanAraştırmada, 5-7 yaş aralığında konuşma sesi bozukluğu olan çocukların anlatı becerileri, sözel çalışma belleği becerileri ve psikososyal özelliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma konuşma sesi bozukluğu tanısı alan 43 çocuk ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada katılımcıların anlatı becerileri, sözel çalışma belleği becerileri ve psikososyal özellikleri arasındaki ilişkiyi belirlemek için ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Veriler Edmonton Narrative Norms Instrument, Çalışma Belleği Ölçeği, Güçler Güçlükler Anketi ve Türkçe Sesletim Sesbilgisi Testi’nin Sesletim Tarama Alt Testi kullanılarak toplanmıştır. Verilerin analizinde “IBM SPSS 25.0” paket programı kullanılmıştır. Çalışma sonucunda; konuşma sesi bozukluğu bulunan çocuklarda anlatı becerileri ve sözel çalışma belleği becerileri arasında anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Sözel çalışma belleği puanları ve sözel kısa süreli bellek puanları ile güçler güçlükler anketi alt bileşenleri arasında anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Anlatı becerileri ve güçler güçlükler anketi alt bileşenleri arasında anlamlı farklılık bulunmamıştır.Öğe Türkiye'de Dil Ve Konuşma Terapisi Anabilim Dalında Konuşma Sesi Bozukluğu Alanında Hazırlanmış Kayıtlı Lisansüstü Tezlerinin Analizi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) YÜREKTÜRK, HavvanurBu meta-analiz çalışması, Türkiye'de Dil ve Konuşma Terapisi Anabilim Dalında konuşma sesi bozukluğu üzerine yapılmış lisansüstü tezleri kapsayan bir derleme sunmaktadır. Amaç, bu alandaki 1mevcut bilgi birikimini sistematik bir şekilde değerlendirerek, benzer temalar ve bulgular arasında ortaklık veya farklılıkları belirlemektir. Çalışma kapsamında, belirli anahtar kelimeler kullanılarak Türk üniversitelerinde gerçekleştirilen dil ve konuşma terapisi tezleri taranmıştır. Toplanan veriler, tezlerin başlık, yöntem, örneklem, bulgular ve öneriler gibi temel unsurlarını içeren bir analiz tablosu üzerinden sistematik bir inceleme ile değerlendirilmiştir. Analiz sonuçları, Türkiye'de konuşma sesi bozukluğu alanında yapılan lisansüstü tezlerin genel eğilimlerini ve bu çalışmalar arasındaki benzerlikleri veya farklılıkları ortaya koymaktadır. Bulgular, mevcut araştırmaların sınırlamalarını ve gelecekte yapılacak çalışmalara yönelik önerileri içermekte olup, dil ve konuşma terapisi alanındaki uzmanlara, araştırmacılara ve eğitimcilere bu alandaki bilgi boşluklarını doldurma konusunda rehberlik etmektedir. Bu meta-analiz çalışması, Türkiye'de konuşma sesi bozukluğu üzerine yapılan lisansüstü araştırmaların genel bir bakışını sunarken, bu alandaki gelecekteki araştırmalara ışık tutacak önemli bilgiler sağlamayı amaçlamaktadır.