KÇYL - Yüksek Lisans Tez Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Listeleniyor 1 - 16 / 16
Öğe Türkiye’de Ana Akım Medyada İklim Krizi Haberlerinde İnsanmerkezci Çerçeveleme(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) TUFAN KUŞ, YaseminBu çalışma, küresel ölçekte giderek artan iklim krizi farkındalığı ve bu krizle mücadelede medyanın rolü bağlamında, Türkiye'deki ana akım medyada iklim krizinin temsilini çerçeveleme kuramı bağlamında incelemeyi amaçlamaktadır. İklim krizi, yalnızca çevresel değil, toplumsal ve ekonomik boyutlarıyla da küresel gündemin en önemli konularından biri haline gelmiştir. Çalışma kapsamında, Kasım 2021-Kasım 2022 tarihleri arasında, Türkiye'nin en çok okunan gazeteleri olan Sözcü, Sabah ve Hürriyet'te yayımlanan haberler içerik analizi yöntemiyle değerlendirilmiştir. Araştırmanın tarih aralığı, Paris İklim Anlaşması'nın Türkiye'de 10 Kasım 2021 tarihinde yürürlüğe girmesi sonrasında medyanın iklim krizine dair artan ilgisi göz önünde bulundurularak belirlenmiştir.Öğe Türk-İslam Sanatlarında “Sembolik Anlatımın” Minyatür Sanatına Yansıması: Hünernâme (II. Cilt) Eserinde Osmanlı Kültür ve Politik Hayatı Üzerine Göstergebilimsel Bir Analiz(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) TURAN, AycanHünernâme, Kanûnî Sultan Süleyman'ın iktidarını ve başarılarını detaylandıran, Osmanlı İmparatorluğu'nun kültürel ve ideolojik kodlarını geleceğe taşıyan önemli bir tarihsel ve sanatsal eserdir. Bu tezin temel amacı eserdeki minyatürlerin Charles Sanders Peirce’in üçlü gösterge sistemi çerçevesinde analiz edilmesidir.Öğe Orta Anadolu Türkülerinde Dağ Metaforu ve Bu Metafora Yüklenen Anlamlar(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) BALLI, ŞefikaTürkler, tarih boyunca çeşitli coğrafyalarda yaşamış bir halktır. Bu coğrafyaların özellikleri, Türk kültürünün şekillenmesinde büyük bir rol oynamıştır. İklim, bitki örtüsü, su kaynakları ve tarım potansiyeli gibi faktörler, Türklerin yerleşim yerleri ve yaşam tarzlarını belirlemiştir. Türklerin göçebe geçmişi, dağlara özel bir anlam yüklemelerine neden olmuştur. Türk mitolojisinde ve inanışlarında dağlar, doğanın bir parçası olarak önemli bir rol oynamıştır. Eski Türk inançlarında dağ, çeşitli tanrılar ve ruhların ikamet ettiği kutsal yer olarak kabul edilmiştir. Bu inançlar, Türk mitolojisi için önemlidir. Türkler tarih boyunca çeşitli dinleri ve inanç sistemlerini benimsemişlerdir. Gök Tanrı dininde dağ, kutsal mekanlar olarak kabul edilir. Türkler arasında yaygın bir inanç sistemi olan Şamanizm’de de Şamanlar sık sık dağlarda ritüeller gerçekleştirmektedir. Türk mitolojisi, çeşitli efsaneler ve semboller içerir. Dağlar, mitolojik hikayelerdeki tanrılar, kahramanlar ve doğa güçleriyle ilişkilidir. Pek çok alanda karşımıza çıkan dağ motifi müzik alanında da sıkça karşımıza çıkmaktadır. Türküler, Türk müziğinin temel bir parçasıdır, toplumun ortak hafızasını korur ve kültürel değerlerini yansıtır. Orta Anadolu bölgesi; Kırıkkale, Kırşehir, Niğde, Nevşehir, Kayseri, Aksaray, Yozgat ve Sivas illerini içermektedir. Bu çalışmayla bu illere ait türküler incelenerek bunlardaki dağ metaforu ele alınacaktır. Bu dağ metaforuna hangi anlamlar yüklendiği belirlenerek bu anlamın Türk mitolojisinde bir yeri olup olmadığı tespit edilecektir.Öğe Kaz Dağları Bölgesi'nde Dağlı ve Ovalı Toplulukların Kültürel Belleği ve Yaşam Biçimleri: Sabahattin Ali'nin Hasan Boğuldu Hikâyesi Üzerinden İçerik Analizi ve Tarihsel-Coğrafi Bağlam İncelemesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) ALCAN, SerapKültür, bir toplumun yüzyıllar boyunca geliştirdiği ve diğer toplumlardan farklı olan gelenek, görenek ve tutumların bütünü olarak tanımlanabilir. Kültürün oluşumunda göçler ve coğrafi yapı gibi çeşitli faktörler önemli rol oynar. Göçler, farklı kültürlerin etkileşimini teşvik ederken, coğrafi yapı yerel kültürlerin şekillenmesine ve değişmesine neden olur. Bu faktörlerin bir araya gelmesi, çeşitli kültürel toplulukların oluşmasını ve kültürel çeşitliliğin artmasını sağlar. Göçler, kültürel toplulukların kimliklerini şekillendirir ve bu topluluklar süreç içinde kendi aralarında gruplaşarak farklı isimlerle özdeşleşir. Örneğin, yüksek dağlık bölgelerde yaşayan “dağlılar” ve ovalarda yaşayan “ovalılar” gibi isimlendirmeler, kültürel değişimlerin ve aktarmaların etkisiyle çeşitlenir ve yörük, manav, macır gibi kültürel kimliklendirmeler oluşur.Öğe Malabo’daki Mevcut Maskelerin Geçmişten Günümüze Etnografik Analizi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) Görmez, RecepMalabo’daki maskelerin geçmişi, Paleolitik çağlara kadar uzanır. Bu maskeler Malabo kültüründe büyük öneme sahiptir. Eski geleneğe bağlı maskeler, farklı törenlerde kullanılır. Amaç ataların ruhuna sahip çıkmak ve ruhlar ile iletişim kurmaktır. Maskelerin yapımında metal, ahşap, kumaş gibi malzemeler yer alır. Her farklı etnik kökenin kendine has maskesi bulunur. Ayrıca her farklı maskenin de farklı işlevleri olduğu gibi üzerinde bulunan her detay da farklı mesajlar içerir. Ekvator Ginesi halkının eşsiz tasarımları ve en önemlisi maske tasarımlarının arkasındaki fikir, Malabo maskelerine ülke çapında, ünlü sanat galerilerinde önemli bir yer kazandırır. Malabo maskeleri genellikle ataların, tanrıların ve mitolojik kahramanların ruhunu temsil eder. Maskeler, dansçılar tarafından farklı seremonilerde giyilir. (Düğün, avlanma, korkutmak amaçlı, ürünlerin hasat zamanları ve kabul törenleri vb.) Törenlerde geleneksel müzik aletleri ile çalınan müzik ve danslara maskeler eşlik eder. Böylece maskeler, farklı kabilelerin geleneklerinin önemli bir parçası olur. Bu maskeler çeşitli ritüeller ve seremoniler ile son derece ilişkilidir ve kabile kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır.Öğe Çok-kültürlü ve çok-dilli toplumlarda toplumun anadilinin yok olma tehlikesi üzerine bir inceleme: Kazakistan örneğinde Rusçanın Kazak Türkçesi üzerindeki etkileri(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) Yavuz, NurayBu çalışma, Kazakistan Cumhuriyeti’nin devlet dili ve Kazakların ana dili olan Kazak Türkçesinin güncel durumunu değerlendirmek, Kazak Türkçesinin toplumsal konumunun analizini yapmak, Kazak Türkçesinin yok olma tehlikesinin olup olmadığı hakkında bilgilere ulaşabilmek ve dil ölümünün gerçekleşme riskinin saptanması durumunda bu durumu önlemeye yönelik neler yapılabileceği konusunda farkındalık oluşturabilmek amacıyla yapılmıştır. Bir dilin toplumsal konumunun ve eğer dil ile ilgili sorunlar varsa bu sorunların tam olarak anlaşılabilmesinin, nedenlerinin saptanabilmesinin ve bu doğrultuda çözümler üretilebilmesinin, öncelikli olarak söz konusu toplumun maruz kaldığı tarihsel süreçlerin doğru anlaşılmasıyla mümkün olabileceği düşünülerek çalışmanın başlangıcında, Kazakistan’ın tarih sahnesine çıkışından bağımsızlığını yitirdiği Sovyetler Birliği Dönemi’ne, bağımsızlık mücadelesinden yeniden doğuşuna kadar Kazakistan Cumhuriyeti’nin tüm tarihi süreçlerine yönelik bilgilere yer verilmiştir. Çalışmada nitel araştırma yöntemi desenlerinden olan, olgubilim deseni ve durum analizi bir arada kullanılmıştır. Olgubilim araştırma yöntemiyle, Rusça bilen Kazakistanlı bireylerin Kazak Türkçesini toplum içinde nasıl gördüğü ve konumlandırdıkları arasındaki bağlantıya dikkat çekilmiş, bu şekilde çalışmanın başlangıç noktası oluşturulmuş ve mevcut olgunun açığa çıkarılması amaçlanmıştır. Durum analizi yöntemiyle de 20-78 yaş aralığındaki katılımcıların yaşadıkları tarihsel süreçler içerisindeki durum farklılıklarının belirlenmesi, bu yolla Kazak Türkçesinin geçmişten günümüze yaşadığı süreçlere ve bu süreçlerin dayanaklarına ulaşılması amaçlanmıştır. Çalışmada farklı kaynaklardan elde edilen belgeler ve bilgiler kullanılmış ve bu bilgilerin yanı sıra yarıyapılandırılmış görüşme tekniği ile elde edilen bulgulardan yararlanılmıştır. 17 sorudan oluşan görüşmeler, Kazakistan’ın Atyrau ve Ural şehirlerinde yaşayan çok dilli etnik Kazak bireyler arasından seçilen 25 gönüllü katılımcıyla gerçekleştirilmiştir. Çok dilli ve çok kültürlü toplum yapısına sahip olan Kazakistan’da, Kazak Türkçesinin toplumsal konumu, kullanım alanları ve günlük yaşamda kullanılma sıklığı gibi bulgular bu görüşmelerden elde edilen görüşlerin toplanması ve analiz edilmesi yoluyla saptanmıştır. Bu araştırmanın sonucunda, Kazak Türkçesinin bazı alanlarda reformlara ve düzenlemelere ihtiyaç duysa da ölüm tehlikesinde olmadığı, aksine özellikle son 5-10 yıldır Kazak Türkçesinin öğrenilen, geliştirilen ve yaygınlaşan bir dil olduğu saptanmıştır.Öğe Türk Kültürel Genetiğinin Avrupalı Bir Gezginin Seyahatnamesindeki Yansımaları: Julia Pardoe Örneği(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2024) MARAŞ, Mesude GülhanBu tez çalışması, Türk toplumunun temel manevi kültür unsurlarını inceleyerek Türk kültürel genetiğinin kodlarını anlamayı hedeflemektedir. Kültür, bir toplumun yaşam tarzı, davranışları, sanatsal ürünleri, gelenekleri ve törenleri gibi unsurları içeren bir kavramdır. Kültürel genetik ise, kısmen kültürel miras, öğrenme ve aktarım gibi kavramlarla sıkı bir ilişkiye sahip olarak, geçmişten günümüze taşınan, aktarılan maddi ve manevi kültürel unsurları ifade etmektedir. Araştırma, Osmanlı dönemindeki Türk toplumunun; aile, misafirperverlik ve hoşgörü anlayışlarını dönemin sosyal yapısı ve bir Batılı gözlemcinin izlenimleri üzerinden ele almaktadır. Kültürel genetik, genelde herhangi bir toplumun, bu tezde de Türk toplumunun, geçmişten bugüne taşıdığı başlıca manevi kültür unsurlarının kodlarını taşıdığı iddiasındadır. Bu iddia, Batılı bir oryantalist seyyahın bakış açısıyla desteklenecektir. Ayrıca, aynı dönemde yaşamış olan Lady Montagu, Lady Hornby, Lucy Garnett, Jean Henri Abdolonyme Ubicini, ve Edmondo De Amicis gibi oryantalistlerin benzer gözlemleriyle karşılaştırmalar yapılacaktır. Tez, kültürel genetik çerçevesinde, söz konusu manevi kültür unsurlarının Türk kültürünün gelişim sürecini anlamak açısından ne kadar önemli olduğunu değerlendirmeyi amaçlamaktadır.Öğe Bir Alt Kültür Olarak Dom Kültürünün Diyarbakır Kültürüne Yansıması(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2023) Yolcu, ZinetDomlar, büyük göçlerin ardından yerleştikleri ülkelerde ekonomik nedenlerden kaynaklı olarak yarı-göçebe yaşamı benimsemiş olan topluluklardır. Domlar, yaşadıkları problemler nedeniyle anayurtlarını ya da bulundukları bölgeleri terk edip sürekli yerleşebilecekleri yeni yerler aramış ve yaşama tutunmaya çalışmışlardır. Bu çalışma, uzun süreli göç hareketleri sonucu Türkiye’ye yerleşen bir alt kültür olarak düşünülen Domların Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin özellikle Mardin, Batman ve Diyarbakır illerinde yaşayan Dom topluluklarının kökenlerini, yaşadıkları coğrafyadaki etkinliklerini, birlikte yaşadıkları topluluklarla olan etkileşimlerini, dillerini ve kültürel yaşantılarını konu edinmiştir. Alan araştırması ve geçmişe dönük taramalar ve görüşme verileri analiz edilmiştir. Anadolu tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ve topluluklara ev sahipliği yapmıştır. Her bir bölgesindeki kültürel birikimin harmoniye dönüştüğü ve bunların ilmek ilmek işlendiği bu kadim toprakların, kültürel farklılıklarının yıllar içinde ortak dil bağlamında imgelendiğini etkileşimli çeşitlemelerde görmek mümkündür. Domların yaşadıkları yerlerin kültürel ve ekonomik yaşamına olan katkıları incelenmiştir. Bu çalışmada araştırma yöntemlerinden nitel araştırma modeli üzerinde durulmuştur. Nitel araştırmayı, “gözlem, görüşme ve doküman analizi gibi nitel veri toplama tekniklerinin kullanıldığı, algıların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir sürecin izlendiği araştırma” olarak tanımlamak mümkündürÖğe Türkiye’de İstanbul İlinde Yaşayan Musevilerin Defin ve Matem Süreçlerinin Etnografik Analizi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2023) Kurubacak, Mehmet SavaşBu çalışmada, Türkiye’de İstanbul’da yaşayan Musevilerin defin ve matem süreçlerinin etnografik analizi yapılmıştır. Çalışmanın kapsamını oluşturan analiz neticesinde elde edilen bulgular, İstanbul’da yaşayan Musevilerin günlük yaşantılarındaki inanışları, matem ritüelleri, mezarlık kültürlerini belirlenmesi ve bu bağlamda betimlemelerde bulunulması gibi değişkenler çerçevesinde ele alınmış ve söz konusu bulgular olgusal olarak ifade edilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda, İstanbul’da yaşayan ve söz konusu toplum içerisinde kabul gören Musevilerin beyanları esas olarak kabul edilmiştir.Öğe İlkokul Öğrencilerinin Etkilenidği Güncel Kültürel Ögelerin Öğretmen ve Veli Gözünden Değerlendirilmesi(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2023) Karaca, TevratKültür, farklı tanımlara açık, kullanıldığı bağlama göre değişiklik gösteren karmaşık; karmaşık bir kavram olmasının yanı sıra öğrenilen, paylaşılan, aktarılan bir kavramdır. Bireye yapılan bu aktarım erken yaşta başlamaktadır. Bireyin ailesi, sosyal çevresi, aldığı eğitim, kültürün aktarımında önemli etkenlerdir. Her ulusun kendisine özgün kültür anlayışı ve bu kültür anlayışının içerisinde farklı kültür ögeleri bulunmaktadır. Her ne kadar kültür kolaylıkla değişebilen bir olgu olmasa da, değişen unsurlar içerisinde oluşan ahenk ile bir değişim gösterebilir. Bu değişim ise ilk olarak çocuklarda etkisini göstermektedir. Değişen ve gelişen teknoloji çocukların artık istedikleri ve merak ettikleri her bilgiye kolaylıkla ulaşabilir olma imkanı vermektedir. Çocukların karşılaştıkları bu farklılıklara tepki verme biçimleri sosyal çevreleri tarafından nasıl karşılanmaktadır? Bu çalışmada ilkokul öğrencilerinin güncel kültür ögelerinden etkilenmesinin öğretmen ve veli gözünden değerlendirilmesi yapılmıştır. Bu amaç doğrultusunda nitel araştırma ve olgu bilim modeli ile içerik analizi yapılmıştır. Model olarak içerik analizi yapılmış olan araştırmanın veri tabanını Ürgüp’te bulunan beş ilkokulun 15 öğretmeni ve 15 velisi oluşturmaktadır. Yarı yapılanmış soru formu ile elde edilen veriler MAXQDA 2020 programı ile analiz edilmiştir. Analiz sonuçlarının yorumlanması için tablo ve şekillerden yararlanılmıştır. Yorumlanan tablolarda ve şekillerde kültür değişimindeki en büyük etkenin teknoloji ve sosyal medya olduğu görülmüştür. Sosyal medya kullanımının anne babalarda da çok olduğu öğretmenler tarafından belirtilmiştir. Bu sebeplede güncel kültürün büyük bir kısmını globalleşen kültür oluşturmaktadır.Öğe Harşit Vadisi Gümüşhane ve Şalpazarı Üçgeninde Eski Türk İnanışları ve Bu İnançlara Dair Metaforlar(Kapadokya Üniversitesi Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2023) KAYA, Sevil NihanTürklerin çağlar öncesine dayanan en eski inanışları günümüzde gelenek, görenek, inanış ve bu inanışlara bağlı uygulamalarda, geleneksel törenlerde halen bazı izlerini barındırmaktadır. Bu anlamda önemli bir yerleşim yeri olan Gümüşhane, Şalpazarı ve Harşit Vadisi üçgeninde eski Türk inanışlarına dair kalıntılar aranmış ve tezde bu izler üzerinde durulması planlanmıştır. Araştırma üçgeninde yapılan derleme çalışmalarında bu izler sırasıyla su kültü, taş kültü, ölüm geleneği, atalar kültü, damga ve motif, oyun kültü, hayvan ve bitki kültü, kuşdili olarak tespit edilmiş ve sahadaki diğer inanışlarda eski Türk inanışları çerçevesinde değerlendirilmiştir. Bu izlerin tespit edilmesi sırasında Şamanizm’e yönelik inanışların daha baskın olduğu gözlemlenmiştir.Öğe Ömer Seyfettin’in Hikâyelerinde Erkek(lik)ler(Kapadokya Üniversitesi Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2023) Ses, EbruCinsiyet, aile, siyaset ve eğitim gibi konular üzerinden gelişen edebiyat ve toplum arasındaki ilişki, insanların fikir dünyasına ışık tutması bakımından oldukça önemlidir. Bu fikir dünyasını cinsiyet sorunu merkezli inceleyen kadın hareketleri, feminist teori ve daha sonra ortaya çıkan erkeklik çalışmaları edebiyat sosyolojisine kaynaklık etmiştir. Disiplinlerarasılık anlayışı ile farklı birçok alanda “Eleştirel Erkeklik Çalışmaları” yürütülmektedir. Batı’daki örneklerine kıyasla sınırlı sayıda araştırmacının gayretleri ile ilerlemesi ve kurumsallaşma yolunda karşılaştığı güçlüklere rağmen Türkiye’de de erkeklik incelemeleri hızla büyümekte ve dikkat çekmektedir. Bu çalışmalarda ‘erkeklik’ sadece biyolojik olarak değil, toplumsal normların belirlediği kimlik üzerinden incelenerek toplumsal cinsiyet kapsamında değerlendirilmektedir.Öğe Anadolu’da Unutulmaya Yüz Tutmuş Hayvan Menşeli Halk Çalgıları(2023) Kaya, EmrahBu tez çalışmasında Anadolu’da hayvan menşeli unutulmaya yüz tutmuş halk çalgılarının tespiti yapılmış ve bu çalgılar birçok yönüyle incelenmiştir. Giriş bölümünde çalgı bilimi ve çalgının tanımı yapılarak THM’de kullanılan yaygın çalgılardan bahsedilmiştir. Tespit edilen çalgılar bugüne kadar bilinen çalgı sınıflamalarından ziyade, yeni bir sınıflama yöntemiyle ele alınmıştır.Öğe 1923 Nüfus Mübadelesinde Göç Psikolojisinin Kültürel Yansıması(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2023) Fidan, Gönül MerveMübadele, bireylerin kimlik algılarını, benlik saygılarını, uyum süreçlerini, sorunlarla başa çıkabilme mekanizmalarını etkileyen ve kitlesel etki alanına sahip bir zorunlu göç türüdür. Bu etki hali ise mübadillerin soyut ve somut olan kültürel değerlerini etkilemektedir. Bu çalışmada mübadele dönemi öncesi Nevşehir’in Sinasos adı verilen yerleşim yerinde yaşayan halkın 1923 yılında ilan edilen zorunlu göç kapsamında Yunanistan’a yerleşmesi ve bu siyasi kararın sonuçlarının insan yaşamına ve deneyimine etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Kavramsal çerçevenin ardından mübadele sürecinin bireylerin yaşantısına olan etkisi soyut ve somut olan kültürel ögeler incelenerek tespit edilmiştir. Soyut olan kültürel ögeler kapsamında kültürel bağların yerleşim yerinin ismini, bölge yapısını, anıt ve kitabe yapısını belirlemedeki etkisi; somut olan kültürel ögeler kapsamında ise kültürel bağların mübadillerin türkü, ağıt ve şiirlerine yansıması incelenmiştir.Öğe Edgü Ögli Tigin – Anyıg Ögli Tigin’de Gönüllü Sadelik Kavramı(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2023) Eraslan Paksu, SemaBu çalışmanın amacı Uygur Türkçesi ile yazılmış Budist Türk edebiyatı eser örneği olan Edgü Ögli Tigin Anyıg Ögli Tigin adlı eserde ekolojik bir yaşam felsefesi olan gönüllü sadelik unsurlarının incelenerek gönüllü sadeliğe ve önemine dair açıklamalar yapmaktır. Çalışmanın önemi ekolojik sorunlar yaşanan günümüzde çözüm olabilecek bir ekolojik felsefe olan gönüllü sadeliğin edebiyatımızın önemli bir eseri üzerinde incelenmesi ile değerlerimize dair yeni bir farkındalığa kapı açmasıdır. Bu çalışmada bir eser incelenerek bu eser üzerinden değerlendirme yapıldığı için nitel araştırma metodunun doküman analizi yöntemi kullanılmıştır. Çalışmada eserdeki gönüllü sadelik unsurları belirlenmiştir. Sonuç olarak gönüllü sadeliğin çevreye ve canlılara zarar vermeme, çevreye ve canlılara karşı duyarlı olma, insanların acı ve ızdırap çekmemesi için çalışma, adaletli olma, cömertlik ve paylaşma, açgözlülük ve israftan uzak durma, aşırı tüketmeme, iç huzuru ve mutluluk ve kendini gerçekleştirme unsurları saptanmış, bu saptamalardan yola çıkarak eserin dinî ve öğretici yöne sahip bir eser olmanın yanında ayrıca ekolojik bir yöne de sahip olduğu görülmüştür. 1900’lerde ortaya çıkan gönüllü sadelik felsefesinin Uygurlar zamanına ait bir eserde karşımıza çıktığını görmek önemlidir. Böylece bu yaşam felsefesinin yüzlerce yıl önceye ait Türk edebiyatı eserinde görülmesi incelenen eserin değerini göstermektedir. Bu eser sadece edebî açıdan değil içindeki ekolojik değerlere dikkat çekilerek de gençlerin öğretiminde kullanılabilir. Ayrıca Türk edebiyatına ait diğer eserlerdeki bilgelik unsurlarının incelenmesinde bir örnek olabilir.Öğe Nedim Gürsel’in Romanlarına Yeni Tarihselci Bir Bakış(Kapadokya Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü, 2022) Bilik, MusaEdebiyat ile tarih arasında bulunan varoluşsal sınır, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren postmodernizmin tarih anlayışıyla değişip dönüşürken edebî ve tarih metinleri arasında bulunan ayrım belirsiz bir hâl almıştır. Postmodernizmin tarihi algılamadaki anlayış farklılığını dayanak alan yeni tarihselci kuram; tarihin nesnel olamayacağı düşüncesinden beslenerek tarihe dair herhangi bir metnin anlamını ve bağlamını, ortaya çıktığı toplumun sosyo-kültürel değerlerine bakarak ele almaya çalışmaktadır. Tarih ile kurmaca arasındaki ilişkiyi yorumlayarak yazınsal bir söylem alanı yaratan yeni tarihselcilik, gelenekselliği ve nesnel gerçekçiliği sorgulayarak alışılagelmiş tarih algısını değiştirmeye çalışmıştır. Bu kuramın sunmuş olduğu görecelik ile tarihin arka planında kalmış ve tarihte adı geçmeyen sıradan insanlar ile alt kimliklere sahip kişiler, edebî metinlerde önem arz eden pozisyonlarda yer almaya başlamıştır.